Kazimir Maleviç, Otoportre
Süprematizm’in yirminci yüzyılın ilk çeyreğindeki oluşum ve gelişim sürecini, Çarlık Rusyası, devrim yılları ve Stalin Dönemi’ne özgü kültür politikaları bağlamında inceleyen bu çalışma, siyaset, sanat ve felsefe ilişkisini konu almaktadır. Kübizm ve Fütürizm’in Rusya’daki alımlanışı temel alınarak ortaya konan Süprematizm, Kazimir Maleviç tarafından resim ve tasarım alanlarına sirayet eden soyutlama üzerine kurulu bir sanatsal sistem olarak sunulmuş; devrimlerin ardından yeni yaşamı inşa etme maksadıyla mimariye açılmış ve bir dünya görüşüne dönüştürülmüştür. 1930’larda Sosyalist Realizm tartışmalarının gölgesinde figüratif çalışmalara yönelen Maleviç, sanat tarihi ve Süprematizm arasında bir bağ kurarak sanatsal ve kuramsal üretimlerini uyumlu hale getirmeye çabalamıştır. Modern Batı sanatı kanonuna dahil edilerek apolitik bir soyut sanat anlatısı içinde genelleştirilen veya siyasi devrimlerle ilişkilendirilerek devrim sanatı ve Rus avangardı gibi başlıklar altında yorumlanan Süprematizm’i dönemselleştirerek çözümlemeyi amaçlayan bu çalışma, Maleviç’in üretimlerini üç farklı döneme özgü etik, estetik ve politik tartışmalar bağlamında değerlendirmektedir.
Yazar: İbrahim Cem Bölüktaş
Danışman: Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Öndin
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı
Türü: Doktora Tezi
Yılı: 2022
Bu teze Ulusal Tez Merkezi sayfasından ulaşıldı. Metin tezin Özet kısmından alındı. Görseller tezin yazarına ait. Tamamını okumak için bkz. maleviç.pdf