Pier Paolo Pasolini, Binbir Gece Masalları’ndan bir kare, 1974.
Bu çalışma, çağdaş sanat eserlerinde kadim metinlerin kullanılmasının, günümüz madun topluluklarının hayatlarına nasıl ışık tutabileceğini araştırmaktadır. İncelemeye kaynaklık etmesi için İtalyan yönetmen Pier Paolo Pasolini’nin “Binbir Gece Masalları” ve “Aziz Matyas’a Göre İncil” filmleri ile, Mısırlı yazar Necib Mahfuz’un “Binbirinci Geceden Sonra” ve “Cebelavi Sokağı’nın Çocukları” romanları seçilmiştir. Her iki sanatçı da, bu yapıtlarında, aynı kadim metinlere başvurup, bunlardan ilham alarak ortak bir noktada buluşmuştur. Söz konusu metinler, İbrahimî dinlerin kutsal kitaplarındaki menkıbeler ve Binbir Gece Masalları’dır.
Her iki sanatçı da eserlerinde, modernite ve kapitalizmle şekillenmiş günümüzdeki durumla ilgili hoşnutsuzluklarından yola çıkmaktadırlar. Mahfuz, romanlarında, yaşadığı çağın sorunlarının altında yatan sebepleri araştırır. Eserlerindeki kurmaca dünyalar, gerçek dünyanın alegorik birer izdüşümüdür. Kurmaca ve gerçek arasındaki ilişki ise kadim metinler üzerinden kurulur. Bu metinler sayesinde Mahfuz, okuyucuların, geçmişi daha berrak anlamalarını sağlamayı amaçlar. Pasolini ise kadim metinlerde, eski zamanlarda hayatın önemli bir yanı olup, günümüzde, modernite ve kapitalizm tarafından dışlanmış bazı unsurlar peşinde koşar. Bunlar, modernite ve kapitalizmden önceki bir zamana ait olduklarından, bünyelerinde, mevcut durumu aşmanın ve yeni bir dünya kurmanın olabilirliğine dair umut nüveleri barındırırlar. Dolayısıyla, Pasolini, filmlerinde kadim metinleri kullanarak, geçip gidende umut arayıp, nostalji üzerinden bir ütopya kurmaktadır.[1]
Özgün başlık: Reworking ancient texts in Mediterranean context: Allegoric projection and utopic nostalgia in the works of Naguib Mahfouz and Pier Paolo Pasolini
Yazar: Feridun Gündeş
Danışman: Prof. Dr. Yaşar Eyüp Özveren
Yer Bilgisi: Orta Doğu Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Medya ve Kültürel Çalışmalar Anabilim Dalı
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 2018