Sylvère Lotringer (1938-2021)

23/11/2021 / skopbülten

Aşağıdaki metin, McKenzie Wark’un 16 Kasım 2021’de New Left Review’da yayınlanan yazısından kısaltılarak çevrildi.  

 

Sylvère Lotringer, 1938-2021.

 

Kasım 2014’te MoMA PS1’de düzenlenen “Şizo-kültürün Geri Dönüşü”, Sylvère Lotringer’in New York kültür-sanat âlemindeki etkisini gösteren bir kutlama etkinliğiydi. Lotringer’in kurucuları arasında olduğu Semiotext(e) yayınlarının 40. kuruluş yıldönümüydü. Müzisyen John Zorn’dan, şair John Giorno’ya kadar birçok sanatçı sahne almıştı.

Semiotext(e) kuşkusuz bir yayınevinden fazlasıydı. Uluslararası, nesiller arası bir kurumdu. Kendi zamanlarını ona uygun formlarla ifade etmeye çalışan, hayatı değiştirmeyi veya en azından çekilir kılmayı arzu eden, farklı mecralarda üreten birçok ismi biraraya getiriyordu.

Tarihsel avangardların hayat dolu figürlerinin çoğu gibi, Lotringer’in hayatı da savaşla altüst olmuştu. 1938’de Paris’te, Polonyalı Yahudi göçmen bir ailede doğmuş, işgal sırasında kırsal bölgede saklanmıştı. Sonra ailesiyle İsrail’de yaşadı, 1958’de Paris’e dönerek Hashomer Hatzair adlı siyonist sosyalist gençlik hareketine katıldı. Fransa’nın Cezayir’in bağımsızlığına karşı yürüttüğü savaşta askere alınmamak için École pratique des hautes études’e kaydoldu. Lucien Goldmann ve Roland Barthes’ın danışmanlığında, Virginia Woolf üzerine doktora tezi yazdı.

Louis Aragon’un editörlüğünü yaptığı Les Lettres Françaises dergisinde 10 yıl boyunca söyleşi ve makaleler kaleme aldı. Komünist Parti’ye hiçbir zaman üye olmadı ama partililerin ağırlıkta olduğu kültürel çevrelerle hep içli dışlıydı.

Bir süre Türkiye’de ve Avustralya’da vakit geçirdikten sonra Pennsylvania’da Swarthmore College’a giden Lotringer, sonunda 1972’de Columbia Üniversitesi’ne geçti ve 30 yıldan uzun süre burada ders verdi. 1974’te birkaç arkadaşıyla birlikte Semiotext(e) dergisini kurdu. Dergi, alametifarikası denebilecek bazı özel dosyalar yayınladı: “Şizo-kültür” (1978), “Autonomia” (1980), “Poliseksüalite” (1981) ve “Alman Sorunu” (1982) bunlardan birkaçıydı. Bu sayılar, çarpıcı görsel ve sanatsal malzeme ile kuram-edebiyat karışımını biraraya getiriyordu. Semiotext(e) 1983’te, Jean Baudrillard’ın Simülasyonlar’ıyla, meşhur Foreign Agents kitap dizisine başladı. Jean Baudrillard, Paul Virilio ve Félix Guattari’nin eserleri Amerikan yazınına büyük ölçüde Lotringer’in çabalarıyla girdi.

 

  

 

1993’te kitap dizisinden yayınlanan, fakat daha ziyade dergi dosyalarından birini andıran Still Black, Still Strong kitabında, Lotringer ve çalışma arkadaşları Kara Panterler’in teori ve pratiklerini belgelemek üzere editörlük yaptılar. Kitapta, Dhoruba Bin Wahad, Assata Shakur ve Mumia Abu-Jamal’in yazıları da vardı.

1990’da, Lotringer’in eşi ve çalışma arkadaşı Chris Kraus’un önerisiyle Semiotext(e) bünyesinde Native Agents dizisi başlatıldı. Eileen Myles, Bob Flanagan, David Wojnarowicz ve Sitüasyonist Enternasyonal’in kurucularından Michèle Bernstein gibi yazarların eserleri bu diziden yayınlandı.

Lotringer’in kendi yazıları ise kimi zaman göz ardı edilir. Aslında en iyi metinlerine, başka yazarlarla olan diyaloglarında rastlanır. Aklındaki büyük kitap hiçbir zaman somutluk kazanmadıysa da, bazı parçaları, Mad Like Artaud (2015) başlığıyla yayınlanmıştır.

Lotringer’le gece sohbetlerimizden hatırladığım kadarıyla üstünde çalıştığı esas proje, Artaud, Simone Weil ve Georges Bataille’ın eserlerini, tüm hayatlarını kasıp kavuracak faşizmin ve metalaşmanın kehaneti olarak okumaktı. Ona göre bu yazarlar, faşizmin ilksel kuvvetlerini kefaret ritüellerine çevirmeye çalışmış, fakat bunu başaramamışlardı.

Semiotext(e) yayınları, Lotringer’i bu proje üzerine bir makaleden (The Miserables) daha fazlasını yazmaktan alıkoyan bir faaliyet olarak düşünülebilir. Aslında ben Semiotext(e)’i, o yazılmamış kitap olarak düşünmeyi tercih ediyorum. Yayınevi bir tür üst-yazıydı; başkalarıyla birlikte yazılan, yazılırken güncellenip gözden geçirilen bir kitap…

McKenzie Wark 

çev. Derya Yılmaz