Suudi Arabistan, Ateist Olduğu Gerekçesiyle Şair ve Sanatçı Eşref Fayadh’ı İdama Mahkûm Etti

25/11/2015 / skopbülten

Suudi Arabistan’da bir mahkeme, şair, sanatçı ve küratör Eşref Fayadh’ı İslam’ı inkâr ettiği suçlamasıyla idama mahkûm etti. Fayadh’ın temyize başvurmak için 30 günlük süresi var. 35 yaşındaki Fayadh’ın ‘İslam’ı inkâr’la suçlanmasının gerekçesi, 2008’de yayınlanan Instructions Within başlıklı şiir kitabı.

Filistinli bir mülteci ailenin oğlu olarak Suudi Arabistan’da doğan Fayadh’ın resmî yurttaşlık statüsü yok, sadece Mısır hükümeti tarafından verilmiş belgelere sahip. Fayadh 1 Ocak 2014’te tutuklanıyor ve belgelerine el konuyor. Çıkarıldığı mahkemede kadınlarla yasadışı ilişki kurmakla ve kâfirlikle suçlanıyor. Geçen yıl Mayıs ayında verilen kararla 4 yıl hapis ve 800 kırbaç cezasına çarptırıldıktan sonra temyize başvuruyor ve yeniden yargılandığında bu kez idam kararı çıkıyor. Belgelerine el konmuş olduğu için Fayadh avukat tutamıyor.

Fayadh’ın idam kararıyla birlikte Suudi Arabistan’da bu yıl ölüm cezalarında rekor düzeye ulaşıldı. Uluslararası Af Örgütü’nün verilerine göre 2015 yılı içinde 151 kişi idam edildi. Kasım ayı başında, Britanyalı bir eski petrol şirketi yöneticisi arabasında ev yapımı şarap bulunduğu için bir yıldan uzun süre hapiste tutulduktan sonra serbest bırakılmıştı. Blog yazarı Raif Bedevi ise, blogunda Suudi din adamlarını eleştirdiği için geçtiğimiz yaz 10 yıl hapis ve 1000 kırbaç cezasına çarptırılmıştı.[1]

 

Eşref Fayadh, Tate Modern’in yöneticisi Chris Dercon’la birlikte

 

Fayadh’ın idam kararı, Suudi Arabistan başta olmak üzere bölgedeki ‘sanat misyonerliği’ faaliyetlerinin başını çeken Batılı sanat yöneticilerini ve kurumlarını da çok yakından ilgilendiriyor. Fayadh, Suudi Arabistan’ın sanat üzerinden “Batı’ya açılan yüzü” konumundaki Edge of Arabia organizasyonunun üyesi. 2013 Venedik Bienali’nde bu organizasyon için Rhizoma sergisinin eşküratörlüğünü üstlendi, aynı yıl çağdaş Suudi sanatçılarının eserlerinin yer aldığı Mostly Visible sergisinin küratörlüğünü yaptı. Edge of Arabia, Toyota’nın dünya çapındaki en büyük distribütörü olan Abdul Latif Jameel (ALJ) şirketinin himayesinde örgütlenen bir girişim ve son yıllarda Batı’da düzenlenen Arap sanatı etkinliklerini hep bu girişim yürütüyor (2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında İstanbul’da da bir sergi düzenlemişti). Organizasyonun kurucusu ve yöneticisi, Britanyalı Stephen Stapleton. Sanat yöneticisi Stapleton, Suudi Arabistan’da yürüttüğü sanat faaliyetlerine atıfta bulunarak şöyle diyordu: "[Suudi Arabistan], devrime gerek olmadan dünyaya açılacak ... Bu ülkelerin dışarıya açılmasının çok büyük bir etkisi olacak, zira özgürlük olmadan yaratıcı bir ekonomi filizlenemez.”[2]

 

Stephen Stapleton, Dubai’de, 2002

 

Suudi Arabistan’ı ‘devrime gerek olmadan’ özgürleştireceği iddiasındaki Stapleton’ın, Fayadh’ın idam kararı hakkında söyledikleri daha da ilginç: “[Fayadh,] Suudi çağdaş sanatının Britanya’ya tanıtılmasında ve Tate Modern’in buradaki yeni sanat ortamıyla ilişkilenmesinde çok faydalı olmuştu. Kendisini 2003 yılından beri tanırım [...] bir aydın ve bir sanatçıdır, ama ateist değildir.”[3] Demek ki Fayadh ateist olsa, idam edilmesinde bir sakınca olmayacak... Edge of Arabia’nın sitesine bakarsanız, şaşaalı sergi tanıtımlarından ve “kültürel alışveriş” retoriğinden geçilmiyor; sinemanın bile yasak olduğu ve tek bir sanat okulunun bulunmadığı ülkede sanırsınız ki “çağdaş sanatçıları” destekleyen olağanüstü bir özgürlük atmosferi hâkim. “İdam”, “sansür”, “yasak” kavramları, sanki Suudi Arabistan’da telaffuz bile edilmiyor... Tabii sitede, Fayadh’ın idam kararı hakkında, protesto şöyle dursun herhangi bir açıklamaya bile rastlamak imkânsız.

Fayadh’ın serbest bırakılması için, Uluslararası Af Örgütü’nün başlattığı imza kampanyası ve Arap entelektüellerinin girişimleri dışında, ne “bölgedeki sanat ortamıyla ilişkilenmiş” Tate yönetiminden, ne son yıllarda Arap sanatı müzayedeleri düzenleyerek “durgun piyasayı canlandıran” Sotheby’s gibi kurumlardan, ne de “Ortadoğu’da geniş çaplı bir değişim yaratmak üzere, sanatçıları ve sanat kurumlarını destekleme” misyonuyla başlatılan Ortadoğu’da Sanat ve Himaye Zirvesi[4] girişimcilerinden tek bir ses çıkmış değil. Bu şartlar altında, zamanında Güney Afrika’daki apartheid rejimini protesto etmek üzere hayata geçirilen seferberliklerin, boykot kampanyalarının benzerlerini beklemek çok zor olsa gerek. [EG]



sansür