Çirkin’in başlı başına var olması, ele alacağımız konunun özünü oluşturuyor. Ama bunu öne sürmek, çirkinliği olumsuz bir felsefe problemine indirgemeye çalışan uzun bir gelenekle ters düşmek anlamına geliyor. Antik çağdan bu yana, güzelliğin hakikatle imtiyazlı bir ilişkisi olduğu kabul edilegelmiştir. Dolayısıyla çirkin bir temsilin ya da çirkin bir nesnenin, sadece güzelliğin değil, aynı zamanda hakikatin de olumsuzlanması olduğu sonucuna varılır. Güzellik kategorisinin epistemolojik bir rolü vardır; nesnenin güzelliğini temsil eder. Çirkinlik ise hakikati olumsuzlayan şeylerle ilintilidir; nesnelerin hakikatini bozan bir kategori dizisinin parçasıdır. Koşullara bağlı olanla, olumsallıkla ilintilidir çirkin, zira olumsallık nesnelerin hakikatine imkân tanımaz. Çirkin, tekil olan şeylerle ilintilidir, zira tekillik nesnelerin hakikatini ifade etmez. Hata denen cehenneme aittir; idealin ve zorunluluğun cennetine asla ulaşamaz. Hakikatin güçleri ile hatanın güçlerinin sanat topraklarını ele geçirmek için birbiriyle savaşa tutuştuğu bu felsefi drama, çirkinliğin mahiyetini belirler…
Çirkin: Birinci Bölüm
Çirkin: İkinci Bölüm
Çirkin: Üçüncü Bölüm