Geçtiğimiz hafta Kamusal Sanat Laboratuarı, işten atılan Ülker işçilerinin mücadelesine destek vermek üzere, Murat Ülker’in Bedri Baykam’dan 125 bin dolara satın aldığı boş çerçeveye göndermede bulunan bir eylem düzenledi. Getirdikleri boş çerçevelerin içini Ülker işçilerinin görüntüleriyle dolduran Kamusal Sanat Laboratuvarı üyelerinin açıklamasında, “Sermayenin ve iktidarlarının dayattığı çerçeveden bakmak zorunda değiliz,” dendi.
Topkapı’daki Ülker fabrikasında çalışan işçiler, DİSK’e bağlı Gıda-İş sendikasına geçtikleri için Ekim ayında tazminatları ödenmeden işten atılmışlardı. Ülker işçilerinin aylardır süren mücadelesine destek olmak üzere işçileri ziyaret eden Kamusal Sanat Laboratuvarı, Murat Ülker’in satın aldığı ‘boş çerçeve’yi işçilerin direniş görüntüleriyle doldurdu. Kamusal Sanat Laboratuvarı’nın basın açıklamasında şöyle dendi:
Bakmak ile görmek arasındaki fark, yoksul ile zengin, işçi ile patron, kaza ile katliam, rüya ile gerçek arasındaki farktır. O boş olduğu iddia edilen çerçeveyi beyaz küpten kurtarınca görmek istemedikleriyle karşılaşacaklarını çok iyi biliyorlar. Onun için bu sistemin sermayedarları ve boş sanat çerçeve üreticileri beyaz küplerde kaypak bir siyasi zeminde parayı ve sanat olduğunu iddia ettikleri şeyi değiştokuş ederek eğleniyorlar.
Sermayenin ve iktidarlarının dayattığı çerçeveden bakmak zorunda değiliz. Bunu başardıklarına dair inançlarını sarsmak için olmamız gereken en doğru yerdeyiz. Ülker işçilerinin direnişinin yanındayız. Ülker işçileri ikinci bir sendikaya üye olma hakkını kullandıkları için işten atıldılar. İçerde kölelik düzenini devam ettirip sistemin bozulmasını istemeyen var olan sendika ve fabrika yönetimi, başka sendika hakkını kullanmak isteyen işçileri işten atmıştır.
Bugün boş olduğu iddia edilen çerçeveyle Ülker işçilerini ziyarete geldik. Biz sanat emekçileri olarak çerçevemizin boş olmadığını duyuruyoruz. Boş çerçeve üreten ve tüketenlerin zihniyetinin boş olduğunu çok iyi biliyoruz ve onları buradan deşifre ediyoruz. Sizin malzemeleriniz gaz bombaları, seken kurşunlar, tecavüzler, linçler ve iğdiş edilmiş aklınız, tüketim tapınaklarınız, beyaz küplerinizde sanat diye sattığınız boşluklar, hiçlikler... Çerçevenin dışında tuttuğunuz, görmek istemedikleriniz: binalarınızı inşa edenler, geçip gittiğiniz yolları yapanlar, saraylarınızın elektriği için kömür çıkartanlar, ağızlarınızın tadını verenlerdir. Çerçevenin içine iyi bakın. Onu başınıza yıkacakları iyi tanıyın.
Eylemden iki gün sonra Ülker, işe iade talebiyle grev yapan işçilerle anlaştı. Şirket, işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarını, 16 aylık ücret tutarında sendikal tazminatı ve dört ayın sigorta primlerini ödemeyi kabul etti. İşe iade talepleri kabul edilmeyen işçilerse mücadeleye devam edeceklerini açıkladılar. Bu arada Ülker, işçilerin direnişiyle ilgili haber ve yazı yayınlayan Evrensel gazetesine “marka ismine zarar” gerekçesiyle 50 bin liralık tazminat davası açtı. [EG]
www.sendika.org: Direniş Ülker'e Geri Adım Attırdı
www.evrensel.net: İşçilerin Çerçevesinden Baktılar
www.diken.com.tr: Direnişteki Ülker İşçileri Patrona Geri Adım Attırdı
www.evrensel.net: Ülker'den Evrensel'e Torba Dava