Bourdieu’ye göre çatışma toplumsal hayatın tamamının temel dinamiğidir. Bütün toplumsal düzenlemelerin merkezinde iktidar mücadelesi yatar. Bourdieu’nün temel savlarından biri, bu mücadelenin hem simgesel hem de maddi kaynaklar üzerinde yürütüldüğüdür. Dahası, eğitim vasıfları gibi kültürel olanakların bir tür sermaye işlevi gördüğü ve böylelikle modern toplumlarda farklılaşmanın yeni ve ayrı bir kaynağı haline geldiği iddiası da Bourdieu’nün temel savıdır. Hatta Bourdieu’ye göre, birbirine rakip belli başlı iki toplumsal hiyerarşi ilkesi –buna “şiazmatik yapı” der– modern sanayileşmiş toplumlarda iktidar mücadelesini şekillendirir: Bourdieu’nün “hiyerarşinin hâkim ilkesi” dediği, ekonomik sermayenin (servet, gelir, mülk) dağılımı ve “hiyerarşinin ikincil ilkesi” dediği, kültürel sermayenin (bilgi, kültür ve eğitim vasıfları) dağılımı. Kültürel sermaye ile ekonomik sermaye arasındaki bu temel karşıtlık, Bourdieu’nün iktidar alanını şekillendirir.
Bourdieu’nün analizine göre bireyler, aileler, gruplar ve örgütler toplumsal düzendeki konumlarını muhafaza etmek ya da yükseltmek için sürdürdükleri mücadelede kültürel ya da ekonomik olanaklardan orantısız biçimde yararlanırlar. Fransa örneğinde Bourdieu, iktidar alanının 19. yüzyılın sonlarında “sanatçılar” ile “burjuvalar” arasındaki karşıtlık biçiminde ortaya çıktığını söyler. Ama Bourdieu’ye göre bütün gelişmiş toplumlarda kültürel, siyasi ve toplumsal çatışmaların çoğu bu temel karşıtlıkla yapılanır.
Bourdieu’nün eserlerinin çoğu, ekonomik sermaye ile kültürel sermaye arasındaki karşıtlığın büründüğü çeşitli biçimleri incelemeye ayrılmıştır. Bireylerin ve grupların ayırt edici hayat tarzları ve siyasi tercihleri –hatta hemen hemen bütün hayat pratikleri– büyük ölçüde birbirine karşıt bu iki sermaye tipine göre dağılımları çerçevesinde anlaşılabilir. Bourdieu, genel bir kural olarak, bu iki sermaye tipinin değer yapısı arasındaki fark ne kadar büyükse, bireylerin ve grupların tahakküm için iktidar mücadelesinde karşı karşıya gelmelerinin o kadar muhtemel olduğunu keşfeder.
Kültürel sermaye ile ekonomik sermaye arasındaki temel karşıtlık, farklı sermaye biçimleri ve bileşimleri etrafında örgütlenmiş başka mücadele arenalarını da şekillendirir. Bourdieu, ekonomik sermaye ile kültürel sermayenin şiazmatik yapısının, (ekonomik, idari, akademik, sanatsal, bilimsel, dinî, entelektüel gibi) diğer bütün mücadele alanlarının dağılımını ve mertebesini belirlediğini iddia eder.
David Swartz, Kültür ve İktidar: Pierre Bourdieu’nün Sosyolojisi, çev. Elçin Gen (İletişim Yayınları, 2011) s. 192-193.