Lucia Moholy ve “Nesne Fotoğrafçılığı”

1915’te, o zaman 21 yaşında olan Lucia Schulz günlüğüne fotoğrafı “edilgen bir sanatçıymışçasına” kullanabilmeyi hayal ettiğini yazmıştı: her şeyi en iyi bakış açısıyla kayda geçirerek; filmi öğrendiği kimyasal süreçlere tabi tutarak, ve imgelere, “nesnelerin benim üzerimde bıraktığı etkilere dair” bir şeyler katarak. 27. yaş gününde Lucia Berlin’de Macar konstrüktivist ressam Lászlo Moholy-Nagy ile evlendi. Birkaç yıl sonra Lászlo Bauhaus okulunda ders vermeye çağrılınca, Lucia, yanında fotoğraf makinesi, teknik becerileri ve karanlık oda deneyimiyle peşinden gitti. Okulun kurucusu Walter Gropius’un önerisiyle, Bauhaus’un fiilî fotoğrafçısı oldu. Ona herhangi bir ödeme yapılmıyordu ama cam negatifler, nasıl isterse kullanmak üzere, onda kalıyordu.

 

 

 

 

Dessau’da yeni inşa edilen Bauhaus binalarının ikonik fotoğrafları gibi, hem Weimar hem de Dessau’daki atölyelerden “en son çıkan ürünlerin” maket fotoğrafları onundu. Belgelediği nesneler gibi, Lucia Moholy’nin fotoğrafları da okulun temel felsefesini, “form işleve uyar” şiarını izliyordu. Fotoğraflarını çektiği nesneleri öyle bir çerçeveye oturtuyordu ki, sanki cicili bicili, bezemeli geçmiş siliniyor, geriye yalnızca pürüzsüz ‘yeni’ kalıyordu. Yıllar sonra Neue Sachlichkeit’a (Yeni Nesnellik) dair yazdığı, fotoğraf tarihinin ilk popüler kitaplarından Fotoğrafın Yüz Yılı’nda şöyle diyecekti:

 

Bu, bir karşı hareketin başlangıcıydı: ton ve denge konularında aşırı derecede duyarlılaştırıldıktan sonra, fotoğrafçılar daha önce olmadıkları gibi nesnelerin farkına vardılar. Resimdeki nesne kadar, nesneye ait ayrıntılar da kendi kendilerini güvenle ifade eder oldu. Hiçbir şey önemsiz değildi. En ince ayrıntı vazgeçilmez oldu. Bazen “düz” fotoğrafçılık diye de anılan modern nesne fotoğrafçılığının başlangıcıydı.

 

Belgesel fotoğraflarına ek olarak, Lucia Moholy, Lászlo ile birlikte, ışığa duyarlı fotoğraf kâğıdı üzerine yerleştirdiği nesnelerin ‘fotogramlarıyla’ deneyler yaptı. Bu, karmaşık ve pahalı alet edevat gerektirmeyen bir yöntemdi. Bir yandan, Lászlo ders verirken, Lucia hem yerel bir fotoğrafçının yanında çalışıyor hem de Leipzig’deki Akademie für Graphische Künste und Buchgewerbe’ye devam ediyordu.

 

 

 

Fotoğrafları çekilirken nesneler geniş bağlamlarından ayrılınca, fotoğrafçı da ortadan yok olmaya yüz tutar. Zamanında pek yeni bulunan bu yöntemle üretilen fotoğrafları görmeye alışkın olan bizler için Lucia Moholy’nin fotoğrafları bugün adeta tasarım ve mimarlık tarihinin radikal bir dönüşüm ânına dair adli kanıtlar gibi görünüyor. Öte yandan, fotogramlar yenilikçi bir müellifin varlığını ve sanat yapmanın ona özgü tarzını fark ettirir. Man Ray’in fotogramlarıyla (rayogramlar) Moholy’ninkilerden hangisinin önce üretildiği çok tartışıldı. Her ne kadar eşini fotoğrafçılıkla tanıştıran Lucia olsa da, bugün birlikte ürettikleri rayogramlar Lászlo Moholy-Nagy’nin adıyla anılıyor.

Lucia Moholy’nin Bauhaus resimleri konu aldıkları nesneleri ifade etmekle kalmaz, ona özgü ve tarihsel bir ânın ona ait parçasına dair yepyeni bir tasavvur anlayışının yürekliliğini yansıtır.

1931’de Naziler Dessau yerel yönetimini ele geçirince Bauhaus önce Berlin’e taşınmak zorunda kaldı; ardından, Hitler iktidara gelince kapatıldı. Bir Komünist Parti milletvekili onun evinde tutuklanınca, Yahudi olan Lucia Berlin’den ayrıldı. Lászlo ile 1929’da boşanmışlar ama dost kalmışlardı. Giderken 500’den fazla negatifini ona emanet etti. Derken Lászlo da Berlin’i terk etti ve negatifleri Gropius’a bıraktı. 1937’de bu kez o ABD’ye iltica ederken negatifleri de yanında götürdü. Aynı yıl Lászlo da ABD’ye gitti ve kısa süre sonra ikisi Lucia’nın negatiflerini kullanarak kendi işlerini tanıtmaya koyuldular. Lucia’nın ne adı anıldı ne de bütün bunlardan haberi oldu. Berlin bombalanırken negatiflerinin yok olduğunu sanıyordu. Ancak savaş bitince, Bauhaus üzerine yayınlanmış kitaplarda kendi fotoğraflarına rastladığında durumu fark etti. 1954’te Gropius’a bir mektup yazarak negatiflerinin akıbetini sordu. Gropius şöyle cevap verdi:

 

Uzun yıllar önce Berlin’de negatifleri bana verdin... Ne kadar işime yaradıklarını ve onlardan sürekli yararlandığımı kavramalısın. Dolayısıyla beni onlardan mahrum bırakmayacağını umuyorum. Sana kontak baskılarını göndermem yeterli olur mu? Sayıları çok fazla ama eminim sen de onlardan yararlanmak istiyorsun. Her ne ise, yok edilmediklerini ve iyi durumda olduklarını bilmek seni rahatlatacaktır. Onları hep elimin altında tuttum.

 

Negatiflerini Gropius’a vermediğini gayet iyi bilen Lucia üç yıl boyunca onları geri almaya çalıştı, hatta bir avukat tuttu. Nihayet 1957’de Gropius bir kısmını ödemeli olarak postayla iade etti ancak o kadar özensiz paketlemişti ki, cam negatiflerin önemli bir bölümü kırılmıştı. Lucia ömrünün geri kalanını, fotoğrafları kullanılırken isminin belirtilmesini sağlamaya çalışarak geçirdi.

 

Mary Jo Bang’in “Five Hundred Glass Negatives by Lucia Moholy” başlıklı makalesinden kısaltılarak çevrilmiştir. Paris Review (9 Temmuz 2017). Ayrıca https://thecharnelhouse.org/2018/12/07/five-hundred-glass-negatives-by-lucia-moholy/ (Erişim tarihi: 8 Aralık 2018).

fotoğraf, Bauhaus