Louvre Abu Dhabi’nin İlk Yılı: Yeni Dünya, Yeni Müze, Yeni Başyapıt

 

Louvre Abu Dhabi, içinde yer aldığı Saadiyat Adası projesinin açıklandığı günden beri sanat kamuoyunda tartışılan bir müze. İnşaatı sırasında işçilerin maruz kaldığı hak ihlalleri nedeniyle uzun süre Gulf Labor başta olmak üzere insan hakları örgütleri ve sanatçılar tarafından protesto edildi. Arap Yarımadası’nda yeni bir kültür-sanat başkenti yaratma fikriyle yola çıkan Saadiyat Adası’nın tamamlanan ilk müzesi olan Louvre Abu Dhabi ilk yılında 1 milyon ziyaretçi ağırladı. Ziyaretçilerin %60’ını yabancılar oluştururken, ilk sırada Hindistanlı ziyaretçiler alıyor.[1]

Louvre Abu Dhabi’nin ilk yılı, Saadiyat Adası’nın aslında distopik bir müzeler adası olduğunu teyit edecek gelişmelere sahne oldu. Müze, 11 Kasım 2017’de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da katıldığı törenle ziyarete açıldı; açılış sergisine Dubai Emiri Şeyh Muhammed el-Maktum, Fas kralı 6. Muhammed, Abu Dhabi veliaht prensi Şeyh el-Nehyan gibi, bölge ülkelerinin kral ve prensleri katıldı. Batı-merkezli “evrensel uygarlık” kurgusunun ve bu kurgu üzerinden halkı “aydınlatma” misyonunun öncüsü Louvre Müzesi’nin Abu Dhabi’deki şubesinin ne tür çatışmalara sahne olacağı, daha açılışı sırasında belli olmuştu: İsviçre’nin RTS kanalı için töreni haberleştirmek üzere Abu Dhabi’ye gelen gazeteci Serge Enderlin ve kameraman Jon Bjorgvinsson, Abu Dhabi’de devam eden inşaatlarda çalışan işçilerin sefaletini görüntüledikleri için gözaltına alınmışlardı. Açılışının ardından Louvre Abu Dhabi bu kez Leonardo da Vinci’nin Salvator Mundi tablosunun şaibeli alım süreci nedeniyle gündeme oturacaktı...


 

450 Milyon Dolar Karşılığında Kökenleri Aklanan Bir “Başyapıt”

Leonardo da Vinci’nin Salvator Mundi tablosu, 15 Kasım 2017’de Christie’s müzayede evinde yapılan açık artırmada 450,3 milyon dolara ismi açıklanmayan bir alıcıya satılarak bir müzayedede satılan en pahalı sanat eseri oldu.[2] Eserin Da Vinci’nin elinden çıktığı konusunda ciddi soru işaretleri olsa da;[3] müzayede evi bu iddiaları reddetti.

Tarihin en pahalı sanat eserinin alıcısı hakkında dedikodular sürerken, New York Times’da, tablonun Suudi Arabistan Kültür Bakanı Bedr bin Abdullah bin Muhammed bin Farhan el-Suud tarafından satın alındığı iddia edildi.[4] Wall Street Journal’da yayınlanan haberde ise, Salvator Mundi tablosunun Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman tarafından satın alındığı iddia edildi.[5] Reuters, tablonun Suudi Arabistan Kültür Bakanı tarafından Abu Dhabi Kültür ve Turizm Bakanlığı adına satın alındığını kanıtlayan 12 Kasım 2017 tarihli resmî bir evrakın bulunduğunu iddia etti. Suudi yetkililer de, Abu Dhabi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Bedr el-Suud’dan eserin alımına “aracılık etmesini” rica ettiğini doğruluyordu.[6] Nihayet Louvre Abu Dhabi, Twitter hesabı üzerinden açıklama yaparak, Salvator Mundi tablosunun Abu Dhabi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Müze adına satın alındığı iddiasını doğruladı.[7]  

 

 

Böylece Louvre Abu Dhabi, açılışının ilk ayı dolmadan tarihin en pahalı sanat eserine sahip olmuştu; üstelik menşei ve sahihliği hakkında soru işaretleri olan bir tabloyu, 450 milyon dolar karşılığında başyapıt olarak sanat kamuoyuna kabul ettirmişti. 30 yıllık isim hakkı karşılığı ödenen 520 milyon doların yanı sıra, yönetim tavsiyeleri ve yardımları karşılığında ödenecek 750 milyon dolarlık iki anlaşmayla Louvre etiketini müzenin başına koyarken; pazarlamanın eksik kalan halkasını da belki de uzun süre kırılamayacak rekor bir fiyatla el değiştiren tabloyla tamamlamış oluyordu. Ancak, 2018 yılı içinde tablonun Louvre Abu Dhabi’de sergilenmesi beklenirken, bilinmeyen sebeplerle eserin gösterimi ileri bir tarihe ertelenecekti...[8]

 

Kaybedilen Bir Gazeteci, Kaybedilen Bir Tablo

Salvator Mundi’nin soru işaretleriyle dolu satış süreci, yapılan tüm açıklamalara rağmen açıklığa kavuşmuş değildi. 28 Mart 2018’de Daily Mail’in, Birleşik Arap Emirlikleri kraliyet ailesine yakın kaynaklardan alınan bilgilerle derlediği haberde, eserin müzayedesinde ve sonrasında yaşananlar şöyle anlatılıyordu:[9] 2017 yılının Haziran ayında başlayan diplomatik krizde, başta Suudi Arabistan olmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır, Ürdün gibi ülkeler Katar’la diplomatik bağlarını koparma kararı alırken, uçuş sahalarını Katar hava yollarına kapatmak gibi bir dizi tedbir kararı aldılar. Bu gerginlikten çekinip Salvator Mundi tablosuna Katar’ın da teklif yapacağını düşünen Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileri, birbirinden habersiz olarak esere teklif vermeye başladı. Tabloyu Katar’a kaptırıp prestij kaybetmekten çekinen iki ülke 450 milyon dolara kadar çıktıktan sonra, Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileri açık artırmadan çekildi ve tablo rekor fiyatla Suudi Arabistan’da kaldı. Daily Mail’in kaynağı, eserin müzayededen bir yıl önce 80 milyon dolara Katarlı yatırımcılara önerildiğini de aktarıyordu. Yeni müze için ideal bir eser gibi görünen bu tabloyu Birleşik Arap Emirlikleri’ne getirmeye kararlı olan yetkililer şöyle bir çözüm bulmuştu: Abu Dhabi emirliğinin veliaht prensi Muhammed bin Zayid el-Nehyan’a ait 450 milyon dolar değerindeki “Topaz” adlı 147 metrelik yat, tablo karşılığında, lüks yatlara ilgisi bilinen Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman’a verilecekti. 

 

 

Daily Mail’in saraya yakın kaynaklardan aldığı bilgilere dayandırdığı bu haberin doğru olup olmadığını teyit edecek belgeler ortaya çıkmış değil. Fakat mevcut siyasi gelişmeler tablonun akıbetiyle ilgili yeni soru işaretlerini de gündeme getiriyor. Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman, gelecekteki taht mücadelesinde kendisine engel olabileceğini düşündüğü 381 saray mensubunu ve yetkiliyi gözaltına aldırmasıyla gündeme otururken,[10] ülkenin başına geçmesi en muhtemel kişi olma vasfını yavaş yavaş kaybettiği artık sır değil. Reformcu bir görüntü veren veliaht prensin adı, Cemal Kaşıkçı cinayetinin azmettiricisi olarak anılıyor.[11] Muhammed bin Selman, reformcu imajını sosyal medyada fonladığı “troll”leriyle düzeltmeye çabalarken, şimdi sadece Cemal Kaşıkçı cinayetiyle değil Salvator Mundi tablosunun kaybedilmesiyle de itham ediliyor.[12] Louvre Abu Dhabi, ilan ettiği satın alımın üzerinden bir yılı aşkın zaman geçmesine rağmen Salvator Mundi’yi neden sergilemediği veya ne zaman sergileyeceği konusunda hâlâ açıklama yapmış değil.

Louvre Abu Dhabi, Salvator Mundi, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan… tamamlanmayı bekleyen yapbozun birbirinden uzak parçaları gibi görünüyorlar. Louvre Abu Dhabi, günümüzde müzelerin, sanat ve uygarlık anlatılarını somutlaştıran prestij mekânlarından çok daha fazlasını temsil ettiğini gösteriyor. Müzenin ikonik çatısı altında,[13] tarihin en pahalı sanat eseri, hem bir kraliyet ailesinin yerel iktidar ve bölgesel politik mücadelesinin, hem de yeni dünyanın yeni müzesinin yeni başyapıtı olma hikâyesinin başkahramanı oluyor.



[2] Bir önceki rekor 2015 yılında yine Christie’s’de yapılan müzayedede Katar eski başbakanı Hamad bin Casim bin Cabir es-Sani tarafından 179,4 milyon dolara satın alınan Pablo Picasso’nun “Les Femmes d'Alger” adlı tabloya aitti. Pablo Picasso's Women of Algiers sells for $179m to set new world auction record

[13] Müze’nin çatısını inşa eden Avusturya çelik firması Waagner-Biro, Abu Dhabi yetkililerinin ödemeleri zamanında yapmaması ve masrafların beklenenden yüksek olması sebebiyle iflasını açıklamıştı. Austrian company behind Louvre Abu Dhabi dome is insolvent after non-payment, 23 Kasım 2018

müze, Gulf Labor