Rus avangardının önderlerinden, süprematizmin kurucusu Maleviç'e göre, sanatın mayası olduğu, armonik toplumdan oluşan bir ütopya, ancak başka bir gezegende kurulabilir. Çünkü, saf formlardan oluşan kozmik armoninin geometrisi ancak gökyüzünde mevcuttur. Maleviç'in "belki de yeryüzü ile ay arasında inşa edilecek"[1] süprematist gezegeni, temsillerden, tasvirlerden arınmış soyut formlardan oluşan mimari bir evrendir aynı zamanda. Bu mimari, özgürdür ve özerktir: gerçeklikle, işlevle, amaçla, anlamla bir ilişkisi yoktur; özünde nesnelerle ve nesnellikle hiçbir ilişkisi yoktur.
Maleviç'in mimarlık ve kent tasarımları olan arkhitektoniki ve planiti dizileri, uzayda uçan birtakım hacim kümelerinden oluşuyordu. Karelerden ve küplerden birtakım uzay araçları ya da gezegenler. Maleviç'in 1923-1924 yıllarına ait arkhitektoniki 'projeleri', onlardan çok önce yaptığı supremus dizisinden türüyor. O daha 1913'te, "büyük kentleri ve çağdaş sanatçıların atölyelerini dev zeplinler üzerine"[2] yerleştirmekten bahsediyordu. Sanatını uzaya fırlatarak ve kozmik bir geometri sayesinde soyutlayarak, nefret ettiği nesneyi alt ettiğine inanıyordu.
Maleviç ve takipçileri olan Lissitzki gibi süprematistler, zamanlarının tasarım ve mimarlık hareketleri üzerinde, özellikle de Bauhaus okulunda son derecede etkili olmuşlardır. Etkileri, bu hareketlerin yönlendirdiği modernist mimarlık dönemi boyunca sürer. 1970'lerin postmodern mimarlığıyla zayıflar. Bütün o yıllarda, hatta zamanımızda bile, birçok yapıda Maleviç'in mimari gezgenlerinin çizgilerini izleriz. Çağdaş mimarlığın ilahlarından Zaha Hadid, ustasının Maleviç olmasıyla övünür. [AA]
Kazimir Maleviç, “Otoportre”, 1910-1911
Kazimir Maleviç, “Supremus”, 1916
Kazimir Maleviç, “Supremus”, 1916
Kazimir Maleviç, “Arkhitektoniki”, 1923-1924
Zaha Hadid'in Maleviç esinleri
[1] John Milner, Kazimir Malevich and the Art of Geometry (Yale University Press, 1996) s. 174.
[2] Gilles Neret, Malevich (Los Angeles: Taschen, 2003), s. 65.