Venezuela’da soyut sanatın önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Gego, 1912’de Hamburg’da doğdu. Stuttgart Üniversitesi’nde mühendislik ve mimarlık eğitimi aldıktan sonra, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla birlikte Karakas’a göç etti.
Sanat hayatına başladığı 1950’li yıllarda geometrik soyutlama, Venezuela’da Alejandro Otero, Jesús Rafael Soto ve Carlos Cruz-Diez gibi dünya çapında ünlenen sanatçıların da etkisiyle modernliğin simgesi olarak görülmeye başlamıştı. Gego, bu bağlamda eğitiminin etkilerini yansıtan, kendine özgü bir stil geliştirdi. Çoğunlukla çelik tellerden yaptığı narin, üç boyutlu çizgileri karmaşık bir düğümleme sistemiyle birleştirerek hem belli bir hacmi tanımlayan, hem de konstrüksiyonun algılanabilir olduğu formlar elde etti.
Çağdaşlarının kinetik sanata yönelmesiyle birlikte, 1957’de durağan sanat yapıtlarındaki gelenekselliğe meydan okuyan bir dizi heykel üretmeye başladı. Heykeller hareket halinde gibi görünse de bu, yalnızca izleyicinin hareketiyle oluşan bir yanılsamaydı. “Iraklık açısı” ya da “paralaks” olarak bilinen bu etki, özellikle sanatçının farklı paralel hatlar boyunca çoğalan cesur grafik çizgiler kullandığı Split (1959) ve Sphere (1959) adlı yapıtlarında belirgindir. Karakas Güzel Sanatlar Müzesi’nde ürettiği Reticulárea (1969) ise modüler, tel bir kafes formunu galerinin zemini, duvarları ve tavanı boyunca devam ettirerek izleyiciyi kuşatırken ona yönünü şaşırtan bir yapı oluşturur. Bu eser Gego’nun sanatında önemli bir dönüm noktasıdır, bundan sonra iki ve üç boyutlu karmaşık kompozisyonlardan oluşan dizilere geçecektir. Bunlar narin, neredeyse belirsiz kafes formlarıyla, organik ve havai bir karaktere sahiptir. Cereyanlar (Chorros), Gövdeler (Troncos), Örmeler (Tejeduras) ve Ağlar (Mallas) gibi eserler, gerek adları gerek biçimleriyle doğa olaylarını akla getirir. [İpek Yeğinsü]
Kaynak: www.moma.org
Sphere, 1959
Split, 1959
Reticulárea, 1969.
Reticulárea, 1969.
Reticulárea, 1975.
Sphere, 1976.