Giorgio de Chirico sürrealist sanat üzerinde son derece etkili olmuş bir ressam. Metafizik dönemi diye bilinen eserleri 1924-29 yılları arasında La révolution surréaliste dergisinde yayınlanmış. Sürrealistler nezdinde onun resimleri adeta Lautréamont’un yazılarının görsel bir karşılığı: birbirine uzak iki gerçekliğin şiirsellik içinde uzlaşması. Zaten André Breton’a göre, de Chirico ve Lautréamont, “sürrealizmin çizgisini belirlemeye yeten iki sabit nokta”. Öteki eserleri bir yana, de Chirico’nun 1914 tarihli resmi The Enigma of a Day/Bir Günün Muamması, Breton’un Paris’teki dairesinde asılı durduğu on yıl boyunca buradan gelip geçen şairleri ve ressamları cezbetmiş, derinden etkilemiş.
De Chirico aynı zamanda bir yazar. Kuramsal ve eleştirel metinlerden şiir ve romana, çok sayıda eseri var. 1911-1915 arasında yazdığı ve Jean Paulhan Koleksiyonu El Yazmaları diye bilinen kısa metinlerden biri olan “Heykelin Arzusu”nda sözünü ettiği “meydanın ortasındaki fatihin heykeli”, bir zamanlar Breton’un olan, şimdi ise New York’taki Modern Sanatlar Müzesi’nin koleksiyonunda bulunan Bir Günün Muamması’nda görünen heykeldir. Metni İngilizce’ye Louise Bourgeois ve Robert Goldwater, 1955’te çevirmiş. [NAA]
Heykelin Arzusu
“Her halükârda yalnız kalmayı istiyorum,” dedi sonsuz bakışlı heykel. Rüzgâr, ateşlenen yanaklarımı serinleten rüzgâr. Ve korkunç muharebe başladı. Kopan kafalar yerlere düştü ve kafatasları sanki fildişiymiş gibi parıldadı.
Kaç; meydana, ışık saçan kente doğru kaç. Geride, iblisler beni tüm güçleriyle kırbaçlıyor. Baldırlarım kanadıkça kanıyor. Ah, oradaki yalnız heykelin hüznü. Kutsanmışlık.
Ve hiç güneş görmemek. Işık vurmuş yeryüzünün sarı avuntusundan hep mahrum kalmak.
O, arzular.
Sessizlik.
O, kendi tuhaf ruhuna tutkundur. O, fethetti.
Ve şimdi güneş yükseklerde, gökyüzünün orta yerinde durdu kaldı. Ve heykel ebedi mutluluk içinde, düşünmeye daldığı kendi gölgesine ruhunu bıraktı.
Panjurları hep kapalı duran bir oda var. Bir köşesinde hiç kimsenin hiçbir zaman okumadığı bir kitap durur. Ve duvarında asılı resme kimse gözyaşı dökmeden bakamaz.
Adamın uyuduğu odada kemer dizileri var. Akşam olduğunda uğultulu kalabalık orada toplanır. Öğlen sıcağı bastırdığında serinliğin peşinde nefes nefese yine oraya gelir. Fakat o uyur, o uyur, o uyur.
Ne oldu? Sahil boştu ve şimdi orada oturan birini görüyorum, orada bir kayanın üzerinde. Orada oturan bir tanrı, sessizlik içinde denizi seyrediyor. Hepsi bu.
Gece derin. Kızgın kanepenin üzerinde kendimi bir taraftan öteki tarafa atıyorum. Morpheus benden tiksiniyor. Uzaklardan yaklaşmakta olan bir at arabasının sesini duyuyorum. Atın toynakları, dörtnala, ve gürültü patlar, ve gecenin içinde kaybolup gider. Ötelerde bir tren düdük çalar. Gece derin.
Meydanın ortasında fatihin heykeli, başı açık ve çıplak. Her yerde güneş hüküm sürer. Her yerde gölgeler teselli eder.
Akbaba bakışlı, gülümseyen dudaklı arkadaş, bir bahçe kapısı sana acı çektiriyor. Kafese kapatılmış leopar, orayı arşınla ve şimdi, kaidenin üzerinde, galip kral pozunda, zaferini ilan et.
Giorgio de Chirico, Otoportre, 1911 Giorgio de Chirico, Bir Günün Muamması, 1914
Giorgio de Chirico, “The Statue’s Desire”, Lucy R. Lippard (der.), Surrealists on Art (Englewood Cliffs, N.J.: Prentice-Hall, 1970), s. 70-71 ve 75-76. Metnin İngilizce çevirisi James Thrall Soby, Giorgio de Chirico (New York: MoMA, 1955) için yapılmış ve Lippard’ın derlemesinde yeniden yayınlanmış.