Genç Alman sanatçı Moritz Kraus, Japonya’daki sergi mekânı Lab Shimokitazava ve İtalyan koleksiyonerler Carlo Alberto Ferri, Pier Paolo Lonati, Beatrice Rinaldi ve Raffaele Sartori’nin ortak noktaları nedir?
Hepsi de çağdaş sanat dünyasının parçası… ve mevcut değiller.
Zaten hiç mevcut olmamışlardı,[1] ama birkaç hafta öncesine kadar Instagram’da gayet faal biçimde paylaşım ve etiketleme yapıyor, yorumlar alıyor, sergi ve eserleri tanıtıyor, hem birbirleriyle hem de İtalyan sanat dünyasının galericileri, sanatçıları, küratörleri ve gazetecileriyle etkileşime giriyorlardı.
Şimdi Instagram profillerini arattığınızda hiçbir şey bulamıyorsunuz. 2022’nin ilk günlerinde hesapları silindi.
Arsız bir sanat operasyonu mu bu? Kendini haddinden fazla önemseyen sanat dünyasıyla alay eden bir şaka mı? Yanlışlanma oranı yüksek bir sistemin güvenilirliğini sınamayı amaçlayan bir kültürel test mi?
Anlaşılan o ki, gerçek bunlardan çok daha basit ve yavan – mesele para ve güçten ibaret.
Hayalî sanatçı Moritz Kraus’un, var olmayan Lab Shimokitazava galerisinde ‘düzenlenmeyen’ sergisindeki eserleri
Çağdaş sanat aktörleri arasından birçok kişi bu tuzağa düştü. Hikâyenin kahramanlarını “gerçek” ve güvenilir kılmaya yardım edecek mesaj ve fotoğrafları birçoğu paylaştı; sözde koleksiyonerlerle röportaj yapan gazeteciler oldu; hatta Moritz Kraus’un eserleri için birkaç bin avro ödeme yapanlar bile oldu – koleksiyonerler (bu seferkiler gerçek) Lorenzo Perini Natali ve Danimarkalı Busch Risvig gibi.[2]
Sırayla gidelim. Her şey, İtalyan galerici Federico Vavassori’nin, temsil ettiği sanatçılardan birinin imzasıyla sunulan şüpheli bir eserin fotoğrafını koleksiyoner Pier Paolo Lonati’nin Instagram sayfasında görmesiyle başladı. Vavassori gerekli kontrolleri yaptıktan sonra eserin sahte olduğunu anladı ve sözde koleksiyoneri bu durumdan haberdar etmeye karar verdi. Pier Paolo Lonati’nin verdiği kaçamak cevaplar galericiyi iyice şüphelendirince, profil sahibinin kimliği ve bağlantıda olduğu kişiler hakkında araştırma yaptı ve sonunda kurulan tezgâhı ortaya çıkardı.
Ne Pier Paolo Lonati ne de diğer üç koleksiyoner gerçekti; bu durum, uzun yazışmalar sonunda bizzat Instagram profilinin gizemli sahibi tarafından kabul edildi.
Sözde koleksiyoner Carlo Alberto Ferri (veya her kimse)
Dört koleksiyonerin Instagram profilleri 2020 yılının ortalarında titizlikle kurgulanmıştı: Her birinde, yıldızlı restoranlara, Avrupa başkentlerindeki lüks daire veya villalara ait fotoğraflar paylaşılıyor, selfie’lerin arasına 20. yüzyıl ustalarına ait eserler serpiştiriliyordu: Carl Andre, Frank Stella, Christopher Wool gibi isimler bu dört hayalet koleksiyonerin koleksiyonlarında görünüyor, iki genç (gerçek) İtalyan sanatçı da sık sık fotoğraflarda boy gösteriyordu: Francesco De Prezzo ve Federica Francesconi. İki sanatçı da, Brescia’da sanatçılarca yönetilen Spazio ORR adlı galeriyle bağlantılı görünüyordu (galerinin Instagram paylaşımlarının tümü silinmiş durumda). Tesadüf bu ya, hayalî sanatçı Moritz Kraus da ilk uluslararası sergisini bu galeride düzenlemişti.
Şimdi şüphelerin ve soruşturmaların odağında Brescia’daki bu iki sanatçı yer alıyor. İnce ince planlanmış bu operasyonun amacı neydi? Moritz Kraus’un (gerçek) koleksiyonerlere satılan (gerçek) eserlerini kim yapmıştı?
En makul iddia şu olabilir: Bütün bu operasyonun hedefi, tezgâha dahil olan gerçek sanatçıların değerini artırmak ve bir veya daha fazla hayalî sanatçının eserlerinin satışından para kazanmaktı. Ayrıca anlaşılan o ki, halihazırda ortaya çıkarılanlardan daha fazla sahte profil var[3] ve mesele henüz kapanmış değil.
Fakat kesin olan bir şey var: Karşımızda yeni bir Nat Tate vakası yok – William Boyd ile David Bowie, 1968’de sırf eğlencesine uydurdukları bu karakterle New York sanat dünyasının yarısını kandırmışlardı.[4] Bir Jusep Torres Campalans vakası da değil bu: yazar Max Aub’un yarattığı, Mirò, Dalì ve Depero’nun stillerini birleştiren gizemli Meksikalı sanatçı.
Moritz Kraus ile koleksiyonerlerinin hikâyesi birkaç bin avrodan ibaret; ama kurulan tezgâh, gerçek ile kurgusal arasındaki sınırın bizzat sanatçılarca da sık sık sorgulandığı çağdaş sanat sistemi gibi dayanaksız olan bir sistemin açıklarından yararlanmış. Öte yandan, kurgu çağında yaşıyoruz: Kitlesel medya varlığımızı dikkate aldığı sürece varız – eskiden bu medya gazete ve televizyondu, bugün çevrimiçi dergiler ve Instagram profilleri.
Jusep Torres Campalans (solda) ve Pablo Picasso. Fotomontaj, İspanyol komünist afiş tasarımcısı Josep Renau’ya atfediliyor. Kaynak: Imaginer une vie réelle
Bu metin, Giorgio Caione tarafından İtalyanca kaleme alındıktan sonra yine yazar tarafından İngilizceye çevrilerek dergimize gönderildi. Yazara teşekkür ederiz.