/ Dadanın 100. Yılı / Devrimci Sanatçılar Birliği

13/5/2016 / skopbülten

1917 Rus, 1918 Alman ve 1919 Macar devrimleri bütün avangard hareketlerde yankılanıyor. Rusya'da Devrim yönetimi, Çarlık döneminde kurulmuş olan bütün müzelerin, akademilerin ve her türlü koleksiyonun yönetimini genç avangardlara, süprematistlere ve konstrüktivistlere bırakıyor. Tarihte ilk kez sanat, sanatın iktidarına geliyor ve bu olayın yarattığı enternasyonalist etki bütün avangardı heyecanlandırıyor. I. Dünya Savaşı ertesi, Dada için de yol ayrımlarına işaret ediyor. Richard Huelsenbeck 1917'de gittiği Berlin'de "Dada'yı bir politik silaha dönüştürüyor."[1] Berlin'deki dadacıların 1919 tarihli kolektif manifestosu şöyle başlıyor: "Dadaizm ... Tüm yaratıcı ve entelektüel erkeklerin ve kadınların, radikal komünizm temelinde enternasyonal bir devrimci birlik kurmalarını talep eder."[2] Zürih dadacıları arasında ise, Tristan Tzara'nın sanatı ve hayatı reddeden, her şeyi anlamsızlaştıran, siyasete ve devrimlere yüz çeviren tutumuna karşı bir muhalefet başlıyor. Tzara bir enternasyonal sanat hareketine çevirdiği kendi Dada'sıyla Paris'e taşınınca, geriye kalanlar dönemin devrimci ruhuyla eklemlenen son bir Dada girişimiyle Zürih'te Dada'nın henüz tükenmediğini gösteriyorlar: Devrimci Sanatçılar Birliği (Bund Revolutionärer Künstler). Oldukça kısa ömürlü olacak bu birliğin başını çekenler, Kabare Voltaire'den başlayarak Dada'nın kuruluşuna katılan Marcel Janco,  Hans Arp ve Hans Richter ile gruba 1918'de giren Viking Eggeling. Onlara birkaç İsviçreli sanatçının da katılmasıyla oluşan bu gruba "radikal dadacılar" deniyor.[3] Ressam olan Eggeling, o sıralarda Richter'le birlikte soyut film fikrine kapılıyor. Filmi, belli ritimlere uygun olarak hareket eden bir resim kareleri dizisi olarak görüyor ve geceler boyunca resim kareleri çiziyor. Bütün parasını bu işe harcadığı için neredeyse aç geziyor.

 

  

Viking Eggeling ve Symphonie Diagonal adlı soyut filmi için 1919-1920 arasında yaptığı dört desen.

 

Devrimci Sanatçılar Birliği Mayıs 1919'da bir manifesto yayınlıyor. Peş peşe iki gün, iki farklı Zürih gazetesinde, iki farklı başlıkla çıkan manifesto, "Bir Sanatçılar Manifestosu" ya da "Radikal Sanatçılar Manifestosu"[4]. Bundan tam bir ay önce Walter Serner'in Zürih'teki son suarede okuduğu alaycı "Son Çözülme" manifestosunun tam zıddı. Gayet ciddi. Sanata ve sanatçıya bir misyon yüklüyor. Manifestocular, yeni bir dünya düzeni kurulurken, 'yeni insan'ın oluşum sürecinde sanatçıların sorumluluğunu vurguluyorlar. Birliğin dergisi olarak tasarlanan Zürich 1919 yayınlanamadan kalıyor; hazır olan kimi bölümleri sonradan tek sayılık Dada dergisi Der Zeltweg'de basılıyor.[5]

 

Yeni Hayat ve Yaratıcı Dada

Radikal sanatçıların manifestosundaki 'yeni insan' ve hayat vurgusu tesadüfi değil. Gruba öncülük eden aynı dadacılar, Janco, Arp, Richter, Eggeling ve bir de Sophie Taeuber, Devrimci Sanatçılar Birliği'nin kurulmasından bir yıl kadar önce, Zürih ve Basel'de Yeni Hayat (Neues Leben) isimli bir başka kolektif oluşturmuşlar ve birlikte sergiler açmışlardı.[6] Janco'ya göre, Yeni Hayat 1922'ye kadar varlığını sürdürdü.[7] Kolektifin 1919 Ocak ayında Zürih'teki prestijli Kunsthaus'da düzenlediği sergi Das Neue Leben sırasında soyut sanat üzerine bir konuşma yapan yazar Otto Flake, Yeni Sanat'ı Yeni Hayat'a açılacak kapı olarak tanımlıyor: "Yeni hareket, sanatın yeniden hayatla ilişkilenmesini ve, bütün formlarıyla, hayatın zenginleşmesine tabi olmasını ister".[8]

 

  

Marcel Janco 1918'de ve Kolaj, 1919-20

 

Devrimci Sanatçılar Birliği ile Yeni Hayat kolektifini kuran dadacıların savaş ertesindeki devrimci ruha kapılmaları, toplumsal değişim, hatta yeni bir insanlık yaratma idealine bağlanmaları ve bu uğurda sanata rol biçmeleri, Dada'ya yapıcı bir nitelik kazandırıyordu. Oysa savaş yıllarında Dada'ya hakim olan, bunun tam aksi bir yıkıcılıktı, 'hiçlik' vurgusuydu. O zaman, içinde yaşadıkları "utanç verici" çağın "ıstırap ve ölüm sancıları", "insana ihaneti", "muazzam katliamları", "yamyamca istismarları" karşısında derin bir hayal kırıklığına uğrayan dadacılar, çürümüş bir geçmişin izlerini silip süpürmek, yok etmek için yola çıkmışlardı. Hegemonik burjuva sanat pratiklerini alaşağı edeceklerdi. İflas etmiş bir kültürü yok edeceklerdi. Önlerine çıkan her şeyi arındıracaklardı: dil, müzik, resim, ne varsa. Bu durumu 1916'da Hugo Ball "Dada ... bir hiçlik farsı" diye tarif etmişti. 1918 manifestosunda Tristan Tzara ise "DADANIN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR" diye dile getirmişti ve "Bir manifesto yazıyorum ve hiçbir şey istemiyorum" diye devam etmişti. 1922'deki bir konuşmasında "Dada hiçbir şeydir" diye tekrarlayacaktı.[9] Başlangıçtaki 'yıkıcı' Dada ile 1919'daki 'yapıcı' Dada'dan en açık seçik bahseden Marcel Janco. "Çift Vitesli Dada" (Dada à deux vitesses) başlıklı yazısında radikal sanatçılar grubunun kuruluşuna ve etkinliklerine değiniyordu:

 

Huelsenbeck bizi bırakıp Berlin'e gitti, Ball da Ticino'ya. Şimdi de Tzara terk ediyor ve Paris'e gidiyor. Zaten bir zamandır yollarımız ayrılıyordu. Biz ise olduğumuz yerde kaldık. Katıksız Dada deneylerimiz devam etti. Toplum ve hayat karşısındaki olumlu tavrımızı ifade eden ve bütün Dada ressamlarının, heykeltıraşlarının ve plastik sanatçılarının imzaladığı bir 'radikaller' manifestosu yayınladık. Aynı zamanda ülkenin bütün ilerici güçlerini kucaklayan Yeni Hayat grubunu kurduk. Zürih dışındaki İsviçre kentlerinde de sergiler, konuşmalar ve gösteriler düzenledik.[10]

 

Janco, 1919'da artık Dada'nın "herkese ve her şeye karşı olduğu doğru değildir" diyordu. Dada yıkıcı tavrını geride bırakmıştır, kavgaya ve skandala başvurmaya artık ihtiyacı yoktur çünkü geçmiş tasfiye edilmiş, yaratıcılığın önü açılmıştır. "Toplumda sanata yeni bir anlam vermenin", "hayata ve topluma karşı yapıcı" bir tutum takınmanın zamanı gelmiştir.[11]

"Yaratıcı Dada" başlıklı bir başka yazısında ise Janco yeni sanatın niteliklerini maddeler halinde sıralıyordu. Bazıları şöyle: Kardeşliğin sanatı soyut sanattır. Plastik sanatçı hayata dönebilmek için zanaatkâra dönüşmelidir. Sanat eseriyle piyasa arasında uzlaşmayı reddeden sanatçı, artık ticari değeri olan iş üretmemelidir. Yenilenmiş ve canlandırılmış mimarlık, bütün plastik sanatların sentezini en geniş anlamıyla gerçekleştirmelidir. Gücü artırıp gururu azaltmak için, grup çalışması, kolektif, hatta anonim iş yapmayı öğrenmek gereklidir...[12] Radikal dadacılar sanatın metalaşmasına ve piyasalaşmasına karşı çıkıyorlar; manifestolarında sanatın sınıf ayrımı olmaksızın herkese ait olmasını savunuyorlar ve I. Dünya Savaşı'nın nedenlerinden biri olarak gördükleri kapitalizmi reddediyorlardı. Böylece dadacılar, kısmen de olsa, ilk kez gayet açık olarak siyasal bir saf tutuyorlardı.

 

Devrimci Dadacılar ve Dada'nın Tarihselleştirilmesi

1930'larda Dada üzerine bir yazı dizisi yayınlayan Fransız dadacı, yazar ve sanatçı Georges Hugnet, Devrimci Sanatçılar Birliği'ni oluşturmaya Richter'in önayak olduğunu yazıyor:

 

Richter, Alman ekspresyonist Die Aktion grubundan geliyordu. Bu grubun düsturu, sanatçıların siyasette etkin rol üstlenmeleri ve savaş karşısında, devrim doğrultusunda çalışmalarıydı. Richter'in girişimiyle, 1919'da Zürih'te farklı görüşlerden ressamlar Devrimci Sanatçılar Birliği'ni kurdu. Sanatçıların devrimin dışında kalmalarından kaygılanan birliğin amacı, estetik açıdan devrimci sanatçıları Münih'te ve Budapeşte'de henüz patlak veren siyasal devrime katmaktı.[13]

  

  

Solda Man Ray'in Hans Richter portresi, 1928 ve sağda Richter'in 1917'de yaptığı Ürpertici Portre. Bu resim 1919 Mayıs'ında Dada dergisinin 4-5. sayısında yayınlanmıştı. 'Düşsel Portreler' diye andığı dizideki resimleri Richter yarı karanlıkta ve günde üç-dört tanesini bitirecek kadar hızlı yapıyordu. Çoğu dadacı yoldaşlarının portreleriydi ama daha çok maskları andırıyorlardı.

 

Richter devrimci ve eylemci bir sosyalistti. Ama işin garibi, 1964'te yazdığı Dada Sanat Sanata Karşı başlıklı kitabında, Devrimci Sanatçılar Birliği diye bir girişimi hatırlamadığını söylüyor, Hugnet'ye itibar etmiyordu. Ne var ki, kitabında o günlere dair anlattıkları Hugnet'nin söylediklerine koşut: "artık bir savaşın ortasında, her şeyden yalıtılmış halde bir adada yaşamıyorduk. Avrupa yeniden erişilebilir hale gelmişti. Ayrıca Almanya'da devrim, Fransa'da ve İtalya'da ayaklanmalar, Rusya'da dünya devrimi, insanların zihinlerini kurcalıyor, dikkatlerini dağıtıyor ve enerjilerini siyasal değişime yönlendiriyordu".[14]

Savaş sonrasında Almanya'nın birçok yerinde devrim hareketleri olmuştu. Münih'teki devrim, 1918 sonlarında sadece birkaç ay sürecek Bavyera Sovyet Cumhuriyeti'nin kurulması ile sonuçlandı. Yönetiminde çok sayıda yazar ve sanatçı vardı, bunlardan birisi de Hans Richter'di. Kültür Halk Komiserliği'nin önde gelen üyelerindendi ve Devrimci Sanatçılar Hareket Komitesi'nin başkanıydı. Komitenin yaptığı en önemli iş, Münih Sanat Akademisi profesörlerini kovmak oldu. Richter atılanların yerini almak üzere Arp, Janco ve Eggeling'i Münih'e davet etti fakat Cumhuriyet'in ömrü buna vefa etmedi.[15] Bavyera kralını deviren kansız bir devrimle başlayan Bavyera Cumhuriyeti, 1 Mayıs 1919'da kanlı çarpışmalarla sona erdi. Zürih'te Devrimci Sanatçılar Birliği'nin kuruluşu bu olayların hemen ertesine denk geliyor; manifestolarını 3 Mayıs'ta yayınlıyorlar.

Richter'in dadacı arkadaşlarıyla kurduğu Devrimci Sanatçılar Birliği'ni, onunla eklemlenen çalkantılı Münih deneyimine karşın 'unutması' açıklanmaya muhtaç. Bu da ister istemez Dada'nın tarihselleştirilmesindeki birtakım sorunlara değinmeyi gerektiriyor.[16] Dada, öncesi ve sonrasıyla, karmaşık ve dağınık bir hareket. Çoğu gezgin, bir kısmı sürgün, farklı milletlerden dadacıların önderliğinde, başka başka kentlerde farklı şekillerde gelişiyor. Gerçek bir enternasyonal. Kuşkusuz, başlangıcından itibaren 'yıkıcı' bir damara sahip. Ama Tzara'nın yönetiminde Paris'e taşınması sürecinde, Francis Picabia ve Walter Serner'in de etkileriyle, nihilizm iyice baskın oluyor. Üstelik Dada'nın Paris faslı, usta iletişimci Tzara sayesinde başka Dada oluşumlarının, mesela bariz biçimde siyasallaşmış Berlin'deki Dada'nın, önüne geçiyor. Bir de, Dada sona erdikten sonra onu yeniden gündeme getiren ve New York'taki Modern Sanat Müzesi MoMA'da düzenlenen iki büyük ve etkili sergi Dada'yı Parisli dadacıların 1924'te kuracakları Sürrealizmle eklemleyerek yine Paris'i öne çıkarıyor. Bunlardan birisi 1936'da Alfred Barr'ın düzenlediği Fantastic Art, Dada and Surrealism, diğeri 1968'de William Rubin'in küratörlüğünü yaptığı Dada, Surrealism and Their Heritage. Rubin'in sergi kataloğuna yazdığı metin, Dada'nın ortak paydası olarak nihilizmini, burjuva ve sanat karşıtı oluşunu vurguluyor.[17] Dada'nın sona ermesinden yıllar sonra Richter'in hatırladıklarına dayanarak 1964'te kaleme aldığı ve "Dada hareketi sanata karşı sanatsal bir başkaldırı ve böyle biliniyor" diye başladığı Dada Sanat Sanata Karşı kitabı böyle bir ortamda yazılıyor.[18] Edebiyat ve sanat tarihçisi Hubert van den Berg, Dada'nın tarihe yıkıcı bir karşı-hareket olarak kaydedilmesinin 1950'lerde ve 1960'larda yaratılan bir mit olduğunu düşünüyor.[19] Böylece Dada'nın var olan düzeni yalnızca yıkmaya değil, değiştirmeye çabaladığının üzeri örtülüyor. Devrimci siyasetle bağlantısı göz ardı ediliyor. Oysa Münih'teki devrim günlerinde Richter Akademi'yi yok etmeye değil, öteki dadacılarla birlikte ele geçirip dönüştürmeye çalışmıştı.

Kaldı ki Dada, Kabare Voltaire'den başlayarak, belki de başka hiçbir avangard harekette olmadığı kadar izleyicileri, kitlesel iletişimi ve siyaseti merkezine almıştı. 1936'da yayınlanan makalesinde Walter Benjamin, Dada'nın olağanüstü bir analizini yapıyor. Dadacıların, yarattıkları eserlerin aura'sını bilerek ve isteyerek, acımasızca imha ederek; sanat eserini, karşısında tefekkür etmeye değecek bir şey olmaktan çıkarıp, onu bir skandalın odak noktası yaparak izleyenleri çileden çıkarmayı hedeflediklerini anlatıyor. "Dada'nın elinde sanat eseri bir mermiye dönüşür. İzleyiciyi vurur. Onda vuku bulur."[20]  

Kabarenin kuruluşunun hemen ardından Ball günlüğüne "İnsanla haşır neşiriz, sanatla değil. En azından öncelikli olan sanat değil" diye yazmıştı.[21] Yani insana vurgu ta baştan vardı. Dadacılar 'yeni insan'ın oluşumunu kendilerine dert ediyorlardı. 'Yaratıcılık' ve 'yeni sanat' ise Huelsenbeck'in yine 1936'da yazdıklarında ifade buluyor:

 

Dünya Savaşı'nın havasız bıraktığı yaratıcı insanın hedeflerini ifade edebilmesi için, [Ball] eşi Emmy Hennings'le birlikte bir merkez kurdu. Voltaire ismi tesadüfen seçilmedi. Ömrü boyunca güç sahiplerinin vesayetine karşı yaratıcı güçlerin özgürlüğü için mücadele etmiş bir adama duyulan saygının ifadesiydi [...] Kabare'deki çalışmalarımız ta baştan militarizm karşıtı, devrimci bir tavrı benimsemişti [...] Siyasetçi değildik. Sanatçıydık. Yeni bir sanat ve ona uygun ifadeyi arıyorduk. Hepimiz savaşla birlikte parçalanmak üzere olan kültürün belirtisi olarak gördüğümüz eski akılcı burjuva sanatına düşmandık [...] Sanatımız genç olmalıydı, yeni olmalıydı [...] Tzara Paris'te Dada'nın devrimci ve yaratıcı yanını bertaraf etti ve başka sanatsal hareketlerle rekabete girişti [...] Dada can yakar. Dada'nın şakası yoktur çünkü sanattan kendi duygularının sahteliğini süslemesini bekleyen kültür düşmanları tarafından değil, devrimci insanlar tarafından deneyimlenmiştir.[22]

 

(NAA & AA)

 

Marcel Janco

Radyoda: Ölü Burjuva ile Yeni Hayat Havarisinin Diyaloğu

1918

 

Havari: Mezarın öte yanından hiç haber aldınız mı?              

Ölü:     Hayır.

            Birlik'in soyut sanatı destekleyen bir grup haline geldiğini duyduğuma göre, istifamı vermeliyim.[23]

Havari: (cesede kapıyı gösterir)

Ölü:     (geri çekilerek) Vatan için canımı verdim, öyleyse insanlardan ne istediğinizi bilmek hakkım. (cebinden kağıtlarını çıkararak) Bugün yalnızca soyut, temsilî   olmayan sanatın sanat olduğuna inanıyorsunuz.

Havari:  Bakın, kitsch her yerde olabilir, fakat eğer bir şey öğrenmek istiyorsanız, dinleyin: sanatın duygusal kölelikten kendisini kurtarması soyutlama sayesinde oldu. Sanatta soyutlamadan yararlanmak, sanatta mutlak olanı arzulamak ve ona hükmetmek demek. Bu keşif gecenin karanlığında güçlü ve   tedirgin bir ışıltı gibi. Bu andan itibaren yeni bir uygarlık dönemine giriyoruz.

Ölü:     Ya saf, yüksek ... sanat?

Havari: O iş bitti. Soyutlama o mikrobu, tıpkı H2SO2'nin güveleri öldürdüğü gibi yok edecek. Soyutlama bizi hayata doğru iter. Biz insanların manevi düzeyini yükselten etmenin ta kendisi olarak bilinmek istiyoruz. Böylece zanaat zanaatkâra geri dönmüş olacak.

Ölü:     İtiraf etmeliyim ki yaratabildiğim hiçbir şey yok. Tek yaratıcı olarak Tanrı'yı bilirim. Çok aptalım.

Havari: Bay Ölü, lütfen kendinizden bu kadar çok bahsetmemek nezaketini gösterin. Uçak en yaygın taşıt aracı olacak ve soyut sanat sokakları, kentleri, anıtları ve insanların evlerini dolduracak; sizi Gelecek bütün bunlara ikna edecek. İnsanların özgürleştirilmiş sanat anlayışını canlandırmak için sanatı alçaltan     piyasasını en boğucu gazlara gark edeceğiz. Sergiler bir kentten ötekine balonlarla taşınacak ve amaçları sadece manevi olacak. Yeni sanatın Edison'u Eggeling sinemasıyla (yeni çekim müziğiyle) yerkürenin her köşesine seyahat edecek.

Ölü:     Balon, sinema? Endüstriyel sanatlardan mı bahsediyorsunuz?

Havari: Sanat bir kez daha herkese ait olacak ve sanatla insanlar arasındaki temas bir daha hiçbir zaman herhangi bir eleştirmenin söylemiyle zehirlenmeyecek; güzel orantılar, renklere bürünmüş kentler ve sanatçının onları inşa ederken dayandığı toplumsal vicdan sayesinde hep hayatla dolu olacak.

Ölü:     Lütfen ama, şimdi siyasete giriyorsunuz!...

Havari: Ve sanatın en büyük sevinci anonim olmasını sağlayacak, yeni bir geleneğin başlangıç noktası. Yarının toplumunda sanatın sorunlarını biz kendimiz çözme gücüne sahip olacağız. Zanaat için canlı bir destek sağlayacağız ve, her şeyden öte, makineler tarafından ahlaksızca istismar edilmemek için            savaşacağız. Düşünen işçiye emeğinin sevincini iade edeceğiz.

Ölü:     Özür dilerim ama sizi gerçekten anlayamıyorum.[24]

 

*

 

Arp, Eggeling, Janco, Richter, Giacometti, Baumann, Henning, Helbig ve Morach

Bir Sanatçılar Manifestosu / Radikal Sanatçılar Manifestosu

1919

 

Büyük öneme sahip konularda karara varılacaksa, açık ve tutarlı bir vizyon hâkim olmalı. Manen ve maddeten hakkımızı talep ediyoruz: Kültürün asli unsurlarından birinin temsilcileri olarak biz sanatçılar, devletin kavramsal evrimine katkıda bulunmak; hayatının ayrılmaz bir parçası olarak devletin içinde yer almak ve tüm sorumluluklarını paylaşmak istiyoruz. Zamanımızın sanatsal ilkelerinin zaten büyük ölçüde belirlendiğini beyan ediyoruz. Soyut sanatın ruhu, insanın özgürlük duygusunun müthiş genişlemesi anlamına geliyor. Bizim imanımız kardeşçe sanat: sanatın toplum içindeki yeni misyonu bu. Sanat açık seçiklik dayatır; yeni insanın oluşumuna hizmet etmelidir. Sınıf ayrımı olmaksızın herkese ait olmalıdır. Bireylerin bilinçli yaratıcı gücünü biraraya getirmeyi, böylece her birinin ortak göreve katkısını sağlamayı istiyoruz. Sistem eksikliğiyle mücadele ediyoruz çünkü yokluğu gücümüzü azaltıyor. En büyük amacımız tüm insanlığı ortak bir anlayışta birleştirecek manevi temeli oluşturmak. Görevimiz bu. Bu çalışma insanlara en üst derecede hayatiyet sağlar. Önayak olmak bize kalıyor. Akıntıları biz yönlendireceğiz, apayrı güçleri toparlayıp, farklı arzuları biz ifadelendireceğiz.[25]

 

 

Çeviriler: Nur Altınyıldız Artun

 



[1] John Elderfield, "Introduction", Hugo Ball, Flight Out of Time: A Dada Diary, der. John Elderfield, çev. Ann Raimes (New York: Viking Press, 1974) s. xxxvi.

[2] "What is Dadaism and What Does It Want in Germany", The Dada Painters and Poets: An Anthology içinde, der. Robert Motherwell (New York: Wittenborn, Schultz, 1951) s. 41.

[3] Marcel Janco, "Creative Dada", Dada: Monograph of a Movement içinde, der. Willy Verkauf (New York: G. Wittenborn, 1957) s. 26.

[4] Marcel Janco, "Selected Texts" içinde, Dada/Surrealism, 20 (2015) s. 5 & dipnot 5. http://ir.uiowa.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1314&context=dadasur(erişim: 7 Mayıs, 2016). "Ein Künstler-Manifest" 3 Mayıs 1919'da Zürcher Post'ta; aynı metin "Manifest Radikaler Künstler, Zürich" başlığıyla ertesi gün Neue Zürcher Zeitung'da yayınlandı. Öteki imzacılar: Giacometti, Baumann, Henning, Helbig ve Morach.

[5] Hubert F. van den Berg, "From a New Art to a New Life and a New Man, Avant-garde Utopianism in Dada", The Invention of Politics in the European Avant-garde (1906-1940) içinde, der. Sascha Bru v& Gunther Martens (Amsterdam & New York: Rodopi, 2006) s. 147.

[6] A.g.e., s. 146.

[7] Marcel Janco, "Creative Dada", s. 48.

[8] Aktaran, Hubert F. van den Berg, "From a New Art to a New Life", s. 146.

Richard Huelsenbeck'in Berlin'deki ilk yayını da "Yeni İnsan" başlıklı bir yazı. 23 Mayıs 1917'de Neue Jugend isimli dergide yayınlanıyor ve anlaşılması güç şiirsel bir metin. Zürih'teki dadacıların 'yeni hayat', 'yeni sanat', 'yeni insan' vurgularından ayrı. Richard Huelsenbeck, Memoirs of a Dada Drummer, der. Hans J. Kleinschmidt, çev. Joachim Neugroschel (New York: Viking Press, 1974) s. xxx-xxxii.

[9] Hugo Ball, Flight Out of Time, s. 61 ve 65-66; Tristan Tzara, "Dada Manifestosu", çev. Kaya Özsezgin, Sanat Manifestoları, Avangard Sanat ve Direniş içinde, der. Ali Artun (İstanbul: İletişim, 2010), s. 118 ve yine Tzara, "Lecture on Dada (1922)", Robert Motherwell, The Dada Painters and Poets içinde, s. 246.

[10] Marcel Janco, "Dada at Two Speeds", çev. Margaret I. Lippard, Dada içinde, der. Rudolf Kuenzli (Londra: Phaidon, 2006) s. 197. Janco bu yazıyı 1966'da Zürih'te ve ardından da Paris'te düzenlenen Dada'nın 50. yıldönümü sergisinin kataloğu için yazmıştı. 

[11] A.g.e.

[12] Marcel Janco, "Creative Dada", s. 46.

[13] Georges Hugnet, "The Dada Spirit in Painting", çev. Ralph Manheim, The Dada Painters and Poets içinde, s. 134. İlk yayınlanışı, Paris'te, Cahiers d'Art'ın 1932-34 arasındaki dört sayısında.

[14] Hans Richter, Dada Art and Anti-Art, çev. David Britt (Londra & New York: Thames & Hudson, 2001) s. 80.

[15] Hubert F. van den Berg, "From a New Art to a New Life", s. 139.

[16] October dergisinin Dada özel sayısı, tarihyazımının sorunlarına eğiliyor. Genel bir bakış için editörünün sunuşu:  Leah Dickerman, "Dada Gambits", October, 105 (Yaz 2003) s. 4-12.

[17] William S. Rubin, Dada, Surrealism, and Their Heritage (New York: MoMA, 1968); mesela s. 15. Üçüncü bir sergi, Londra'da, Hayward Gallery'de 1978'de açılan Dada and Surrealism Reviewed.

[18] Hans Richter, Dada Art and Anti-Art, s. 7.

[19] Hubert F. van den Berg, "From a New Art to a New Life ", s. 133-134.

[20] Walter Benjamin, "The Work of Art in the Age of Mechanical Reproduction", Illuminations içinde, der. Hannah Arendt, çev. Harry Zohn (New York: Schocken Books, 1969) s. 237-238.

[21] 5 Mart 1916. Hugo Ball, Flight Out of Time, s. 55.

[22] Richard Huelsenbeck, "Dada Lives!", çev. Eugene Jolas, The Dada Painters and Poets içinde, s. 279-281. İlk yayınlanışı 1936.

[23] Özgün metin Fransızca ve Almanca; Almanca kısımlar burada italikle ayırt edildi.

[24] Marcel Janco, "T.S.F.: Dialogue Between the Dead Bourgeois and the Apostle of New Life", çev. Timothy Shipe, "Selected Texts" içinde, s. 7-8. Yeni Hayat'ın yeni sanatıyla eski geleneksel sanatı konuşturan bu nükteli metni Janco 1918'de yazdı, 1925'te Punct dergisinde yayınlandı.

[25] Marcel Janco, "Creative Dada" içinde, s. 44.

Dada'nın 100. Yılı