Müzelerin 'müzeyi sergiledikleri' sergiler, müzelerin de çağdaşlaşmaya ve modern müzeyi sorunsallaştırmaya başladıkları bir süreçle başladı. Bu tür sergilerin en kapsamlısı, 1999 yılında New York Modern Sanatlar Müzesi’nin düzenlediği, The Museum as Muse sergisiydi. British Museum ise 250. yıldönümü olan 2003’te henüz bir ‘nadireler kabinesi’ olduğu dönemdeki koleksiyonundan örnekler sergiledi: resimler, heykeller, kıymetli taşlar, doldurulmuş kuşlar, mumya parçaları ve Hint tanrılarının fetişleri. 2005 yılında Paris'teki Pompidou Merkezi’nde yer alan Ulusal Modern Sanatlar Müzesi de, Big Bang-Destruction et Création dans L’art du 20e Siecle sergisiyle, müzenin koleksiyonlarını yeni bir avangard anlatısı içine eklemledi. Türkiye’de de, 2009 yılında açılan ve İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin 1937’deki açılış sergisinin tekrarlandığı Serginin Sergisi, müzeyi düşünmek isteyenlere, kataloguyla birlikte mükemmel bir kaynak sundu.
Bu türden önemli bir sergi, şu sıralarda Budapeşte'deki Ludwig Müzesi’nde sürüyor. Site Inspection:The Museum on Museum at Ludwig Museum başlığını taşıyan bu sergide, avangard ve çağdaş sanatçıların müze kurumunu sergiledikleri işler sergileniyor. Sergiyle ilgili duyuruda, 1960’ların ve 1970’lerin sanatın ne olduğunu kurcalayan kavramsal sanatçılarının kendi müzelerini de yarattıkları hatırlatılarak; bu yolla sanatçıların müzelerin gizledikleri değer sistemlerini ve ideolojileri teşhir ettikleri, aslında toplumsal arkeolojiler yaptıkları belirtiliyor. Günümüzde ise bu eleştirel tutumun terk edildiği ve çağdaş sanatçıların da, nasıl işlediğini kavradıkları sanat dünyasıyla gayet iyi kaynaştıkları açıklanıyor: “Sanatçılar artık kendilerini kurban gibi, müze de suçlu gibi hissetmiyor.”
Sergide çağdaş sanatçıların yanı sıra, Marcel Duchamp, Hans Haacke ve Andrea Fraser gibi müzeler konusunda takıntılı avangard sanatçıların işleri de sergileniyor. İlkin Frankfurt’ta kurulan Ludwig Müzesi’nin patronu olan, çikolata imparatoru Peter Ludwig’in müzenin kuruluşu sırasında yürüttüğü kirli işleri, fotoğraf ve çikolata paketlerini yapıştırdığı ondört serigrafiyle göstermiş olan Hans Haacke’nin sergide yer alması da olayın bir cilvesi. Hans Haacke’nin Der Pralinenmeister'ini (Çikolata Erbabı) ve El Lissitski, Kurt Schwitters, Marcel Duchamp, Marcel Broodthaers, Robert Filliou, Claes Oldenburg, Daniel Buren, Christian Boltanski, Christo ile daha birçok sanatçının müzenin hakikatini söktükleri 'sanatçı müzeleri'ni merak edenler, sanathayat dizisinin bu başlığı taşıyan kitabını karıştırabilirler.[1] [AA]
Kurt Schwitters: Merzbau, 1933
[1] Ali Artun (der.), Sanatçı Müzeleri, (İletişim/ sanathayat dizisi, 2005).