Banksy, resmî web sitesinde son dönemde Gazze’de yaptığı eserleri gösteren bir video yayınladı. Sitedeki bir resimaltı yazısında sanatçı şöyle diyor: “Gazze hep ‘dünyanın en büyük açık hava hapishanesi’ diye tanımlanır, [...] ama bu tanımla hapishanelere biraz haksızlık ediliyor zira hapishanelerde insanlar neredeyse her gün elektrik ve içme suyundan mahrum bırakılmaz.”
“Gazze’li bir adam yanıma gelip ‘Afedersin, bununla ne anlatmak istediğini açıklayabilir misin?’ dedi. Ben de web sitemde yayınladığım fotoğraflarla Gazze’deki yıkıma dikkat çekmek istediğimi, ama internette herkesin yavru kedi fotoğraflarına baktığını söyledim” – Banksy
Banksy daha önce 2005 yılında da Batı Şeria’daki ayrımcılık duvarı üzerinde Filistinlilerin mücadelesini konu alan eserler yapmıştı. Başta ‘kentsel dönüşüm’ olmak üzere, çatışmaların ve yıkımların damgasını vurduğu alanların sanat malzemesi haline getirilmesi (veya nasıl getirileceği) bir süredir tartışılan bir mesele. Banksy de 2007 yılında yayınladığı Wall and Piece adlı kitabında, büyük yıkımların yaşanmakta olduğu bir alana sanatla ‘büyü katma’ arzusunun içerdiği çelişkilere değiniyordu. Banksy’nin aktardığına göre, Filistinli bir adam sanatçının Ayrımcılık Duvarı üzerine yaptığı resimlerden birine bakarak, “sen bu duvara resim yaparak onu güzel gösteriyorsun, halbuki biz ondan nefret ediyoruz,” demişti.[1]
Gazze’deki hayat koşullarını gösteren görüntülerle başlayan son videoda ise, Filistinli bir adam Banksy’nin yıkılmış duvarlardan birine yaptığı kedi resmini şöyle yorumluyor: “Bu kedi bütün dünyaya hayatında neşeye yer kalmadığını anlatıyor. Kedi kendine oynayacak bir şey bulmuş, ya çocuklarımız?” [EG]
http://banksy.co.uk/