Ânında Müze

23/7/2020 / skopbülten

Beyaz Saray’ın etrafındaki çitlere asılmış mesaj ve eserler. Fotoğraf: Matt Blitz

 

George Floyd’un polis tarafından katlinden sonra baş gösteren ayaklanmalar karşısında, Beyaz Saray, kısa bir süre, yüksek, çelikten bir çitle çevrildi. Protestocular, sloganlar yazarak, polisin öldürdüğü siyahların adlarıyla, mesaj ve graffitilerle kaplayarak bu çelikten çiti bir tabloya dönüştürdüler. Perde yıkılmadan hemen önce de bu tablodaki simgeleri, yakında yer alan “Siyah Canlar Önemlidir” adı verilen meydandaki bir duvara naklettiler.

Kentin siyah yoğunluklu güneydoğu bölgesinde yer alan Anacostia Müzesi, Afro-Amerikan Tarihi ve Kültürü Milli Müzesi ve Amerikan Tarihi Milli Müzesi, geçen elli yılda Amerika’da yaşanan en büyük protestoların kalıntılarını toplamak için birlikte çalışmalar yürütüyor. Proje, müzeler arasında “ânında koleksiyonculuğa” karşı gittikçe gelişen ilgiyi yansıtıyor: yani büyük olaylara ait yapıntıların olayların gelişme ânında toplanması. Başka deyişle “ânında müzecilik”.

Her ne kadar bu terim, yukarda tarif edilen şekilde toplanan nesnelere ayrılmış bir galerisi bulunan Londra Victoria & Albert Müzesi tarafından ortaya atılmış olsa da, hareketin öncüsü Afro-Amerikan Tarihi ve Kültürü Milli Müzesi. Koleksiyonunda 2015’te Freddie Gray’in öldürülmesi üzerine başlayan protestolardan kalma, “Baltimore: İsyan Değil Ayaklanma” yazan bir pankartla (malzeme: mukavva, boya, metal), sonradan temizlik için kullanılan bir süpürge var (malzeme: tahta, tel, hasır).

Amerika’nın her yerinde protestolara ait malzemelerin biriktirilmesi için benzer girişimler yapılıyor. Olayların en ince ayrıntılarına kadar kaydedildiği dijital çağda, sıradan nesnelere bu kadar değer verilmesi tuhaf gelebilir. Oysa, dijital kayıtlar kolayca kayboluyor; online depolama sistemleri kullanımdan kalkıyor, ayrıca video arşivleriyle ilgili yasalar engel oluşturabiliyor. Üstelik, insanların çoğunu müzeye çeken gerçek cisimlerle birlikte dijital kayıtları izlemek de daha cazip oluyor. Öte yandan, birkaç yıl sonra toplanmış bir parçanın menşeinin saptanması çok zor olabilirken, olay mahallinden toplananlarınki ânında belirleniyor.

Ne var ki, ânında müze kurma işi hâlâ nazik bir mesele. Küratörler, koleksiyonlarını ağır ağır yürütüyorlar; protestocularla temas kuruyor, onların verdikleri bilgileri ve malzemeleri değerlendiriyorlar. Afro-Amerikan Müzesi küratörlerinden Aaron Bryant, henüz topladıklarının teşhir edilmesiyle ilgili bir planları olmadığını belirtiyor. Kendi koleksiyonlarından çok daha kapsamlı bir sergide yer almalarını bekliyor. Şimdilik “birincil ve acil önceliğimiz korumak,” diyor.

 

Economist, 27 Temmuz 2020, s. 31. Çeviri: Emine Kenan