Beckett kişisi, rahatlıkla başka sıfatlara sahip kimselerle karıştırılabilir. Yazar da bu yanlış anlamayı göze alır ve çoğu zaman onun ne olduğuna dair bir düzeltme yapmaz. Daha çok ne olmadığını bildiğimiz bu kişi, hep bir istisna hali içine düştüğünden, kendisine atfedilen mizacı taşıyamaz.
İster gerçekten dağa tırmansınlar, ister izlemek ya da düşlemekle yetinsinler, tırmanmak tüm romantikler için bir çeşit “hac yolculuğu” gibi ortaya çıkabilir. Kutsal yer ise kendi ruhsal derinlikleridir...
Ses-merkezli metafizik meyil, Jacques Derrida’nın yapıtının temel meselelerinden birisidir. Gerçi o bunu Avrupa için ayırt edici bir şema gibi dile getirir ama, tüm insanlık için arketipik bir durum olarak işaret etmek de mümkündür.