Sol: Rodin, The Kiss, 1882. Sağ: Brancusi, The Kiss, 1907
1900’lerin başlarında Paris'in avangard sanat ortamının ruhu o zamana ait. Rodin'in zamanının ruhu da kendi zamanına... Brancusi The Kiss eseriyle sadece Rodin'in zamanının natüralizmini değil, aynı zamanda bunu sağlayan "modelleme"yöntemini de sorgular. Rodin'in zamanında çoğu heykeltıraş, mermer heykellerinin kille önceden modelledikleri orijinallerini, usta teknisyenlere ya da asistanlarına teslim ederdi. Brancusi'ye göre ise taşı doğrudan sanatçı yontmalı; çünkü bu yöntem, daha yoğun bir emeği ve hatalara karşı daha hassas olmayı gerektirir. Kille modellemede düzeltmeler hızla ve zahmetsizce gerçekleştirilirken, yontma yöntemiyle heykelle yakınlık ve samimiyet kurulur ve primitif heykel anlayışına benzer bir "duyarlılık" gelişir.
Peki şimdi? Zamanın ruhu nedir? Yeni nesil The Kiss nasıl bir "üslup" gerektirir?
Şimdilerde heykellerin çabucak, zahmetsizce, düzeltmelere gerek bile duymadan kusursuzca yapılabildiği; heykeltıraşın elini hiçbir malzemeye sürmediği, dokunmadığı; heykellerin, sonsuz sayıda, tıpkıbasım, farklı boylarda çoğaltılabildiği "modelleme" çağındayız sevgili Brancusi...
Züleyha Altıntaş, New Touch: Zeitgeist of the Kiss, 2022. Modelleme: Shining H tarayıcısı ve mavi ışık teknolojisiyle canlı modeller üzerinden 3D tarama. Malzeme: Reçine, SLA baskı. Ölçü: 8,5x8,5x13 cm