Kenan Evren öldü. Kendisiyle tek ilişkim, 1982 yılındaki Anayasa oylaması sırasında çizdiğim Mavi karikatürlerini "Bakınız vatan hainleri ne diyor..." diye televizyonda okumasıydı. Oylamadan önceki son konuşmalarında defalarca karikatürlerden bahsetti ve çok ağır suçlamalar yöneltti. Mavi "Hayır" oyu demekti, ben de maviyi yücelten karikatürler çizmiştim. Sonunda maviden bahsetmek yasaklandı. Ben de Mavi yerine "Şeyy" yazarak çizmeye devam ettim.
Anayasa oylamasının sonucu bir felaketti. Tabii ki demokratik bir ortamda yapılmamıştı oylama. Ama sonunda "hayır" oyu verenlerin oranı "yüzde sekiz" çıkmıştı – ya da çıkartılmıştı.
İşin tuhaf yanı, aynı Anayasa allanıp pullanıp, biraz demokrasi makyajı yapılıp, YÖK’üyle, yüzde on seçim barajıyla, MGK’sıyla, darbeden tam otuz yıl sonra, yeniden oylamaya sunuldu.
Yine karşı çıkan karikatürler çizdim. % 57,88 evet ve %42,12 hayır oranıyla, yine kabul edildi.
Üstelik işin en incitici yanı, bu defa çok sevdiğimiz dostlarımızın da arasında olduğu bir grup insan, "Yetmez ama evet" deyip, Anayasa’ya evet demeye davet ettiler insanları.
Kısacası iki kere oylamaya sunulup kabul edildi Anayasa.
Sonuç: Darbeden 35 yıl sonra, yüzde on seçim barajıyla seçimlere gidiyoruz. (Sadece bu yeter, daha ne olsun?)
Daha önce Anayasa’ya evet çağrısı yapanlar, şimdi tek bir hedefe kilitlenmiş: Yüzde on barajını bir realite olarak kabul edip, barajı HDP aşarsa demokratikleşebileceğimizi söyleyip duruyorlar bu defa da…
“Hey uyanın artık!” diyesim var, “Kenan Evren bile öldü!”