Bu tez öncelikle sanat yapıtında yazar, okur ve yapıt arasındaki mesafeyi ele almaktadır. Bu mesafe aracılığı ile sağlanan özerklik sonucu, yapıtın tecrübe edilmesinin karşılıklı bir eyleme dönüştügü savlanmaktadır. Salt yazmak veya okumak kavramları ile değil, yazar ve okurun aynı anda eylediği okuyup-yazmak edimi için söz konusu mesafenin ortaya konması ve sonra yapıt ve okuma boyunca korunması gerekir.
Tezin Giriş bölümünde incelenen, tarihsel anlamda yabancılaşma ile sözcükler ve bağlamlarına göre değişen anlamlarıdır. Böylelikle bu kavramların, Alman edebiyatındaki yenilikçi hareketleri ve bu hareketler üzerine yapılacak araştırmayı çerçevelemesi ve bu araştırmanın sınırlarını belirlemesi sağlanır.
Tezin birinci bölümünde, Alman yazar ve besteci Hans-Werner Henze ve Alman şair Gaston Salvatore’nin Der langwierige Weg in die Wohnung der Natascha ungeheuer isimli yapıtı ele alınır. Söz edilen eserin, kısım kısım kapsamlı bir araştırması niteliğindeki ikinci bölümde bulgulanan kimi belli başlı özellikler, bir önceki bölümde ortaya konmuş olan çerçeve ve ölçütlere uygunluk ve farklılıkları açısından değerlendirmeye alınır.
İkinci bölümde Alman filozof ve yazar Paul Feyerabend’in Bilgi Üzerine Üç Söyleşi isimli yapıtı ve özelikle de bu yapıtın son metni olan Üçüncü Söyleşi ele alınır. Yine benzer kriter ve çerçeveye tabi tutularak incelenen yapıt, öncelikle bir diyalog olması nedeniyle çağdaş yapıtta aranan mesafeyi daha baştan ortaya koymaktadır. Feyerabend’in söylemindeki eleştirel tavır, söz konusu mesafeyi ileri boyuta taşımakta ve onu felsefi yaklaşımın yardımı ile elle tutulabilir hale getirmektedir.
Üçüncü bölümde, dilbilimsel bir yaklaşımla Greimas’ın yapısalcı teorisine eğilinir ve Italo Calvino’nun, Greimas’ın ‘göstergebilimsel dörtgen’inden yola çıkarak, Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu üzerine yazdığı Kitaplarımdan Birini Nasıl Yazdım isimli yapıtı ayrıntılı biçimde ele alınır. Üzerine eğilinen, yapıt ile yazar ve yine yapıt ile okur arasındaki mesafenin dilbilimsel boyutta örneklendirilmesi açısından, tezin sonuç bölümü adına önemli bulgular sağlanır.
Sonuç bölümü, ele alınan örnekler yardımı ile sanat yapıtı yazar ve okuyana eşit mesafede durduğu takdirde, söz konusu bu yapıtın adeta bir armağanmışçasına, hem yazara hem de okura ait olabileceği; bunun sonrasında ise sadece okuma-yazılma edimleri eşzamanlı olarak tecrübe edildiğinde vuku bulabileceği tezini ortaya koymaktadır.[1]
Tezin Yazarı: Serkan Özkaya
Danışman: Doç. Dr. Mahmut Karakuş
Yer bilgisi: İstanbul Üniversitesi - Sosyal Bilimler Enstitüsü - Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
Türü: Doktora
Yılı: 2005
Sayfa sayısı: 140
[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden alınmıştır.