Jeff Koons, Michael Jackson and Bubbles, 1988.
Sanatın ne olduğunun veya neyin sanat olarak adlandırılıp neyin adlandırılamayacağının belirlenmesinde sıkıntıların yaşandığı çağımızda, bir tür zevksizlik, değersizlik, sahtelik, yapaylık gibi anlamlarda kullanılan kitsch terimi, çeşitli sanat dallarından birçok sanat eserini nitelemede kullanılmaktadır. Kitsch olduğu söylenen eserlerin, sanat olanla olmayanı birbirinden ayıran sınırda yer aldıkları düşünülmektedir. Kitsch'in ne olduğu ve sanat olup olmadığı ile ilgili tartışmalar böyle bir bağlamda ortaya çıkmaktadır. Genel olarak ele alındığında, bu konuda iki ana görüş olduğu söylenebilir: I) Kitsch, gerçek veya yüksek sanat olmamakla birlikte kötü sanat ya da sahte sanat olarak kabul edilebilir; II) Kitsch, gerçek ve yüksek sanattan olduğu kadar, kötü sanattan da farklı, kendine özgü bir estetik kategoridir. Kitsch'in tüm olumsuz nitelendirmelere karşın sanatın dışında bırakılamaması onun kurmaca oluşuyla, gerçekliğe göndermede bulunmamasıyla bağlantılı görünmektedir. Öte yandan kitsch'in kolayca sanat olarak kabul edilemeyişi de sanatın yaratıcılıktan ayrı olarak düşünülememesiyle bağlantılı görünmektedir. Ne var ki, yeni bir yaşantı olanağı sunmaması, klişeleşmiş temaları ele alması ve bunlara yeni bir şey eklememesi, bir yaratı ürünü olmaktan uzak olması bakımından, onun sanattan farklı olduğunu söylemek de mümkündür.
Kitsch, sanat olma iddiasıyla ortaya çıktığı halde, kolayca öyle adlandırılamayan; sanat olarak adlandırılsa dahi, geride, yaratıcılık, yaratı ürünü oluş anlamında sanat olduğu konusunda kuşkular bırakan kimi nesneleri ifade eden bir kavramdır. Sonuç olarak kitsch, bir eserin sanat eseri olarak ele alınmasının koşulu olan eşiğe yakın bir yerde, yani sanat olanla olmayanın sınırında yer alan belirli nesneleri niteleyen bir kavram ve sanatla iç içe geçmiş bir olgudur. Buna karşın, sanatın ayırıcı özelliğinin, insanlara yeni insan olanakları sunmak ve bu anlamdaki yaratıcılık olduğu düşünülürse, kitsch'in, kendine özgü sahteliği ve yapaylığıyla, temaları ve bunları betimleme tarzıyla, izleyicisinde yarattığı sahte duygusallığıyla, sanattan farklı bir bağlamda değerlendirilmesi, farklı bir kategoride ele alınması gereken nesneleri içine alan geniş bir olgular kümesinin genel adı olduğu anlaşılmaktadır.[1]
Yazar: Murat Tansu Özışık
Danışman: Prof. Dr. Abdullah Kaygı
Yer Bilgisi: Hacettepe Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe Bölümü / Felsefe Anabilim Dalı
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 2008