II. Meşrutiyet’in ilanında İstiklal Caddesi, 1908
Günümüzde yeni bir dönüşümün eşiğinde olan ve sadece İstanbul’un değil, ülke ölçeğinde en önemli kentsel kamusal ortak mekânlardan birisi olan Taksim Meydanı, tarihsel süreç içerisinde birçok değişim ve dönüşüme sahne olmuştur. Mezarlık olduğu 17. yüzyıldan, top atış talimleri için kullanıldığı dönemlere; toplanma yeri olduğu Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarından, tören ve gösteri alanı olarak kurgulandığı Erken Cumhuriyet yıllarına ve günümüzde tamamlanmış ve tartışılmaya devam eden mekansal düzenlemelere kadar, kentin en hassas mekanlarından biri olma niteliğini her dönemde korumuştur. Taksim Meydanı ve çevresinin 19. yüzyıldan başlayarak özellikle erken Cumhuriyet dönemindeki dönüşüm sürecini ve dönüşüm güzergahlarını ortaya koymak, Cumhuriyet bürokrasisi, planlama yönetimi, imar planı uzmanı ve kentlilerin, kent, kentlilik, kamusal yaşam ve kamusal alan kavrayışlarının nasıl biçimlendiğini sorgulamak, bu noktada önemli gözükmektedir.
Ülkemiz Cumhuriyet tarihinin ilk planlı alanlarından biri olan Taksim Meydanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 16 Eylül 2011 gün ve 2111 sayılı kararı ile kabul edilen “Beyoğlu İlçesi Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi'ne ait 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı İmar Plan Tadilatları”na dayanılarak yeniden düzenlenmek istenmektedir. Taksim’in yayalaştırılması amacı ile trafiğin yeraltına alınmasını ve Gezi Parkı’nın kaldırılarak 1939 yılında yıkılmış olan Taksim Topçu Kışlası’nın, eski konumunda alışveriş merkezi olarak yeniden inşasını içeren Taksim Meydanı’nın düzenlenmesi ile ilgili proje, 2012 yılında çeşitli eksenlerde tartışılarak kamuoyu gündeminde kalmıştır. Başka bir deyişle, Taksim Topçu Kışlası’nın yıkılmasıyla oluşturulan Gezi Parkı, kendi tarihselliğini biriktirdikten sonra, kışlanın rekonstrüksiyonuna yer açmak için kendisi yıkımla karşı karşıya kalmıştır.
Taksim Meydan Düzenlemesi (İBB, 2015)
Türkiye’de tarih, özellikle de siyasetçilerin elinde bir istismar alanı olmuş ve bu durum son zamanlarda çok artmıştır. Bu artış, hükümetin tarihi mekan politikalarının en çarpıcısı olan Taksim Topçu Kışlası Projesi üzerinde elle tutulur hale gelmiştir. İstanbul’un göbeği Taksim’de her türlü planlama ve kent yönetimi ilkesine aykırı olarak tepeden inme kararlar alınmış ve uygulanmıştır. Tarih yalnızca geride kalmış ve gücü olanların istediği gibi kullanabileceği bir olaylar yığını değil, geçmişten gelip bugünü de içine alan bütünlüklü bir akıştır. Bu açıdan düşünülürse, Taksim Meydanı ve diğer tüm kentsel alanlar, şehrin tarihsel ve kolektif belleği olarak değerlendirilebilirler. Bu doğrultuda, Taksim ve çevresi, kentsel ve toplumsal bellek ile toplumsal tarih açısından somut biçimde koruması gerekli kültür mirasıdır. Bu özelliği, içinde bulunduğumuz günlerde yeni ve yoğun tarihsel tanıklıklarla artarak sürmektedir (Tarih Vakfı Bildirisi, 2014).
Sırasıyla Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Latin İmparatorluğu ve son olarak Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmış Dünya’nın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul’da, bugün Beyoğlu olarak adlandırılan bölge, gerek etnik, gerekse kültürel yapısının getirdiği özel yaşam tarzıyla, İstanbul içinde farklı bir öneme sahip olmuş, ilk belediye çalışmaları burada yapılmıştır. Beyoğlu’nda yer alan, Tarihi Yarımada’nın çeperinde konumlanan, Türkiye’nin tarihini değiştiren, Türkiye siyaset literatürüne adı Gezi olarak yazılan ve kentsel tasarım disiplinini içeren dönüşüm projesi Taksim Meydanı, belirtilen nedenlerden dolayı çalışma alanı olarak seçilmiştir.
Yazar: Selin Sargut Gelen
Danışman: Prof. Dr. Aliye Emel Göksu
Yer Bilgisi: Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü / Şehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 2016
Bu teze Ulusal Tez Merkezi sayfasından ulaşıldı. Metin, Giriş bölümüne ait. Görseller, tezden alındı.