György Lukacs, 20. yüzyıl sanat kuramcıları içinde önemli bir yere sahiptir. Lukacs, Gerçekçi sanat anlayışını sistematik olarak sunmuştur. Lukacs'ın gerçekçiliği bir yandan, Antik Yunan'dan bugüne gelen mimetik düşüncenin bir mirasçısı olmasına, öte yandan bir Marksist olarak politikayla sanat arasında bağ kurmaya çalışmasına dayanır. Çalışmalarında, ağırlıklı olarak 19. ve 20. yüzyılın gerçekçi romanları üzerinde durur. Ona göre, bu gerçekçi romanlar, yeni ve avant-garde romanlardan daha üst düzeyde bir sanatsal değere sahiptir. Gerçekçi romanların gücü, içinde bulundukları çağın toplumsal çelişkilerini yarattıkları "tip"lerle edebi düzeyde yansıtmalarından gelir. Yenilikçi akım ise boğuntuya yenik düşmüş ve psiko-patolojiye yönelmiştir. Çağın sorunlarıyla mücadele ederken burjuva eleştirel gerçekçiliği ile proleter toplumcu gerçekçilik ittifak halinde olmalıdır. Lukacs'ın Marksizmle ilişkilendirmeye çalıştığı sanat anlayışı Marksist sanat çevrelerinde genel kabul görmemiştir. Brecht her ne kadar onun gibi "toplumcu gerçekçilik" kavramını kullansa da, bu kavrama farklı ve eleştirel bir anlam yüklemiştir. Brecht'in geliştirdiği epik tiyatro anlayışı bir sanatsal devrim niteliğindedir. Lukacs Brecht'in estetik önerilerine kuşkuyla bakar. İkisi arasında 1930'larda süren tartışma, 20. yüzyıl sanat düşüncesi içinde önemli bir yer tutar. Lukacs ve Brecht arasındaki görüş ayrılığı, bir anlamda sanatın gerçekliğin bir "ayna"sı mı olacağı, yoksa sanatsal praksisin olabildiğince yaratıcı ve kendi içinde devingen olması mı gerektiği soruları etrafında düğümlenir.
Yazar: Kubilay Akman
Danışman: Yard. Doç. Dr. Besim Dellaloğlu
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sosyoloji Anabilim Dalı / Genel Sosyoloji ve Metodoloji Programı
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 2001
Bu teze Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi sayfasından ulaşılmıştır. Tamamını okumak için bkz. lukacs.pdf