Sonia Delaunay rue Malesherbes’deki atölyesinde kendi tasarladığı kıyafetleri giyen iki başka kadınla beraber.
Yirminci yüzyıl sanatsal avangardının geleneksel sanat üretimine karşı, kendi varoluşlarına da nüfuz edecek eleştirel tutumu kadınlar üzerine de etki etmiş olmasına karşın, avangard grupların sanatın ve mimarlığın özerkliğini yıkma çabası genellikle erkeğin gücü ve üretimiyle bağdaştırılmıştır. Bu tez, avangard çevreleri göz önüne alarak, karşıt bir bakış açısıyla, sanat-mimarlık ve hayat bağını yalnızca sanat üretimleriyle değil, avangardın gündelik yaşam mekânlarıyla da yeniden inşa etme girişiminin bağlamsal dinamiklerine bakmayı hedefler. Bunu yaparken, Gertrude Stein, Charlotte Perriand, Sonia Delaunay ve Natalie Clifford Barney gibi kadınların rolü üzerinde durarak, salon, atölye ve doğa gibi, erken yirminci yüzyılın Fransa’sında avangardın kullandığı belirli kodlanmış gündelik yaşam mekânlarını analiz eder.
Tezin ana soruları, avangard kadınların üretimleri, gündelik yaşamları ve sanatsal üretimlerini de gerçekleştirdikleri domestik çevreleri arasında kurulan üçlü ilişki üzerine odaklanmaktadır. Evsellik, iş, kadın, kamusallık, mahremiyet ve avangard arasındaki tartışmaya açık ilişkiler de araştırmanın kritik noktalarını oluşturmaktadır. Bu çalışmanın savı, avangardın savunduğu sanat ve gündelik yaşam arasındaki bağın, kadınlar tarafından onlara bırakılmış domestik mekânlarda, hem bu mekânların kodlarına meydan okuyarak, hem de avangard bakış açılarını katarak oluşturulabildiğidir.[1]
Yazar: Yıldız İpek Mehmetoğlu
Danışman: Prof. Dr. Belgin Turan Özkaya
Yer Bilgisi: Orta Doğu Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 2014