Bu araştırma üç bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerde yer alan konularda, Dada sanatını doğuran koşullar, akımlar ve Dada’nın doğurduğu, etkilediği akımların zaman içindeki gelişimleri üstünde durulmuştur. Birinci bölümde, Romantizmden Dada’ya olan sanatsal ve toplumsal koşullardaki gelişmeler üstünde durulmuştur. Dada’yı tek başına ele alarak onun oluşumunu, felsefesini anlamak mümkün olmamaktadır. Dada’yı anlamak özellikle Fransız devrimi sonrası gelişen toplumsal hareketlerin ve sanatsal hareketlerin incelenmesiyle, kavranmasıyla mümkün olabilir.
İkinci bölümde Dada incelenirken, onun modern sanat içindeki önemi üstünde durulmuştur. Dada’nın ortaya çıkışıyla birlikte, sanat terimi, gösteri, yürüyüş, dinleti, kabare, sirk ve bunun gibi benzeri öğeleri de içerecek biçimde genişlemiş, eski anlamından daha farklı bir görünüm kazanmıştır. Bunu belirleyebilmek, geleneksel sanata karşı-tepki olarak ortaya çıkan sanatsal dönüşümleri irdelemekle mümkün olabilir.
Araştırmanın üçüncü bölümünde, 1950’lerden sonra gelişen yeni Dada, happening ve kavramsal sanat üstünde durulmuştur. Dada ve yeni Dada’nın, yapılan ve yapılmak istenilen belli noktalarda birbirinden ayrılsa bile, kuralların kuralsızlığı yönüyle istenilen her şeyin sanat yapıtına dönüştürülebileceği noktasında birleştiği görülmüştür. Kavramsal sanat ve happening diye anılan kültürel yaşamı siyasal bilinçle kaynaştırmaya yönelik estetik eylem ve gösteriler Dadanın yapmış olduğundan farklı görülemeyeceğinden, Dada konusunun ele alınması gerekli görülmüştür. Yeni Dada, Kavramsal sanat ve happening incelenirken oluşumlarının anlaşılması için Dadanın özümsenmesinin gereği açıkça görülebilir. Bugünkü yaşam üslubunun oluşturulmasını, yaşama karışan ve ona biçim veren Dada hareketinin çabası sağlamıştır denebilir.[1]
Yazar: Müfit Ercan
Danışman: Prof. Fikri Cantürk
Yer Bilgisi: Anadolu Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 1997
[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden alınmıştır.