1980’lerde Türkiye’de uygulanan neoliberal politikalar süreç içerisinde sanat piyasasının uluslararası piyasaya eklemlenmesine yol açmış, aynı zamanda ilk bienallerle birlikte sanatta kurumsallaşmanın temellerinin atılmasına vesile olmuştur. 1990’lara gelindiğinde ise postmodernizm tartışmaları sanatın bilgisinde ve malzemesinde dönüşümlere kapı aralamıştır. Bu durum, küratoryal pratiklerin ortaya çıkmasıyla eşzamanlı gerçekleşmiştir ve sanat ortamına hareket kazandırmıştır.
Küratoryal pratiklerin görünür olmasıyla birlikte hareketlenen sanat ortamına, 2000’lerde ortaya çıkan özel müze, banka/şirket galerileri ve sanat platformları gibi kurumlar birer cevap olmuş, Türkiye’de sanat gerçek anlamıyla bu dönemde kurumsallaşmıştır. Bu durum aynı zamanda küratörlerin serbest küratörlük faaliyetlerinin yanı sıra kurumsal alanda da çalışmalar yürütmesine yol açmış ya da diğer bir değişle, sanat ortamının belirleyicisinin kurumsal küratörlere geçtiği yeni bir döneme kapı aralamıştır.[1]
Yazar: Ege Yılmaz
Danışman: Doç. Dr. Burcu Pelvanoğlu
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı / Müzecilik Programı
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 2017
[1] Tezin özeti için yazara teşekkür ederiz.