/ Tezler / 1975-2005 Arası Türkiye Sanat Üretiminde Toplu Sergiler ve Kavramsallaştırma

17/8/2012 / skopbülten

Sanatta kavramsallaştırma ve bir kavramın sanatın konusu haline gelmesi birbiri ile ilişkili olmakla birlikte, farklı iki duruma işaret etmektedir. Batı sanat tarihinde sanatta kavramsallaştırma olgusunun, sanatın hayat ile bütünleşmeyi istemesinden bağımsız olmadığı görülür. Kübistlerle başlayan zihinselleştirme süreci düşüncenin sanat yapıtına dönüşmesine ve sanatın diğer disiplinlerle işbirliğine girmesine doğru evrilmiştir. Sanatçılar, sanatın kendisini, tanımını, kurumsallaşmasını, sanat-toplum ilişkisini vs. zihinsel bir uğraş olarak ele almışlardır. dada, Kavramsal Sanat, Fluxus gibi akım ve tavırlar düşüncenin sanat yapıtına dönüşmesi meselesinde öne çıkmışlardır. Kavramlı ve temalı sergilerin yapılması ise daha yakın tarihe rastlar.

Türkiye’de ise modernleşme projesinin bir parçası olarak araçsallaştırılan sanat, yurt dışına gönderilen sanatçılar vasıtasıyla, yukarıda değinilen akım ve tavırlar ve benzerleri, kimi zaman olduğu gibi, kimi zaman yerel olan ile birleştirilerek Türkiye sanat ortamına taşınmışlardır.

Türkiye’de 1970’li yıllar sermaye ile sanat arasında köprülerin kurulmaya başladığı yıllar olarak kabul edilebilir. Bu yıllarda toplu sergilerin yapılmaya başlanmasıyla sanatçıların bir tema etrafında bir araya gelmeye başladıkları görülür. 1970’lerin ortasından itibaren yapılan Açıkhava Sergileri, Yeni Eğilimler Sergileri, daha sonra Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri, Öncü Türk Sanatından Bir Kesit ve A, B, C, D Sergileri ilk akla gelen toplu sergi örnekleridir. Bu sergiler yeni olana ortam sağlamış, genç sanatçıları destekleme gibi bir misyon yüklenmişlerdir. 1980’den sonraki yıllarda açılan galeriler, düzenlenen sergi ve yarışmalar sanat pazarının oluşmasında önemli payları olan etkinlikler olarak anılmaktadır. Bu yılların ortalarından itibaren yapılan bienaller ise uluslararası sanat ortamı ve pazarına girmenin aracısı konumundadırlar. 1990’ların başlarından itibaren ise 'kavramlı' sergilerin yapılmaya başladığı görülür. Ancak, buradaki sergileri kavramdan öte bir tema etrafında dönen sergiler olarak tarif etmek daha doğrudur.

Türkiye sanat ortamında kavramsallaştırma sorunsalı, sanatın kurumsal yapısı içinde tüm yönleriyle ve politikayla ilişkilendirilerek, politik referansları içine alacak şekilde iki kanaldan beslenmektedir. Ancak, politik olanla kavramsal olan arasında süreklilik içeren bir ilişki olduğundan da bahsetmek mümkündür. Türkiye’de kavramsallaştırmayı sanatın tanımı, sanat kurumunun iç problemleri, gidebileceği, kenarında dolanabileceği sınırları bağlamında ve daha çok entelektüel bir uğraş olarak ele alan sanatçıların yanı sıra, kavramsallaştırmayı politik söylemle ilişkilendiren sanatçıların varlığından söz edilebilir.[1]

 

Tezin Yazarı: Solmaz Bunulday      

Danışman: Prof. Dr. Semra Germaner

Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi - Sosyal Bilimler Enstitüsü - Sanat Tarihi Anabilim Dalı

Türü: Doktora tezi

Yılı: 2008

Sayfa sayısı: 402

 



[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden alınmıştır.

tez tanıtımı