Marcel Broodthaers, Modern Sanat Müzesi Kartallar Departmanı, Malî Bölüm, 1970-71
Bu tez çalışmasının odak noktası, “kurumsal eleştiri” olarak tanımlanan sanatsal pratiklerdir. 1960 sonlarından itibaren ortaya çıkan, sanat kurumlarının kendisine yönelen eleştirel sanatsal pratiklerin, bu pratiklerin günümüz sanat kurumlarına etkilerinin ve yeni bir kurum eleştirisi kültürüne olası katkılarının tartışılması amaçlanmaktadır.
Kurumsal eleştirisi kavramı, temel olarak 1960 sonlarında dönemin sosyo-kültürel ortamında meydana gelen eleştirel kültürün de etkisiyle sanatçıların çalıştıkları kurumlara farklı saik ve yöntemlerle yönelttikleri eleştirel sanatsal pratikleri tanımlamak için kullanılır. Temel olarak bir yönteme ve bir nesneye dayanır. Nesnesi, geniş anlamda sanat kurumlarıdır; yani müzeler, sanat galerileri, koleksiyonlar, sanat dergileri, sanat okulları diye uzayan, Martha Rosler’in özetle “bakanlar, alıcılar, aracılar ve üreticiler” olarak tanımladığı, “sanatın üretimi ve sunumunun yerleşmiş, ve organize olmuş yapılarıdır.” Yöntemi ise sanat işleri, eleştirel makaleler, sanatsal müdahale ve sanatsal-siyasal aktivizm gibi araçlarla yapılan eleştiridir.
Bu çalışma temel olarak üç ayak üzerine oturtulmaya çalışılmaktadır. Bunların ilki, konu edinilen sanatsal pratiğin nesnesi olan “kurum” olgusunun, temel kavram ve meselelerle birlikte ortaya çıkışının, geçirdiği değişim ve gelişiminin tartışılacağı ikinci bölümdür. Bu bölüm, insan topluluklarının, organize olmuş bir toplumsallığın kurulumunun ve işleyişinin altında yatan temel yapı olarak ortaya çıkan kurum kavramının, teorik, tarihsel, antropolojik ve sosyolojik yaklaşımlarla tartışıldığı bir bölüm olarak tasarlanmıştır. Bu bölüm, toplumsal yaşamın altında işleyen ilk temel kurumlardan, günümüzün yaşamının “modern” sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel kurumlarına kadar geniş bir yelpazede, var olan kurumların genel tanımlamalarını ve yapıları üzerine yapılan tartışmaları kapsamaktadır.
Üçüncü bölüm, “kurumsal eleştiri” pratiğine odaklanmıştır. Kurum eleştirisi üzerine çalışan kuramcılar bu pratiğe, sanatçıların kurumların temsil ettiği olgulara farklı açılardan yönelttiği eleştiri bakımından üç jenerasyona ayırarak bakmaya çalışırlar. Bu çalışmada da büyük ölçüde bu ayrıma sadık kalınmıştır. 60’lı yılların sonlarından 70’lerin başlarına kadar birinci kuşak olarak adlandırılan dönem büyük ölçüde Robert Smithson, Daniel Buren, Hans Haacke, Marcel Broodthaers gibi sanatçıların pratikleri üzerinden okunmaya çalışıldı. Bu sanatçıların sanat kurumlarına yönelik eleştirileri, bu kurumların sömürgeci ulus devlet idealinin devamı olarak işledikleri ve bilgi birikiminin merkezîleşmiş̧ otoriter yapıları oldukları savı üzerinde temelleniyordu. Bunda, dönemin toplumsal hareketlerinin de etkisi vardı. İkinci kuşak kurum eleştirisi ise sanat kurumlarının temsiliyeti meselesini ele aldı. Bu kuşak ise Renée Green, Fred Wilson, Andrea Fraser gibi sanatçılar ve eylemleri üzerinden tartışılmaktadır.
Üçüncü kuşak kurum eleştirisi kavramı ise, temel olarak, kendisinden önceki kuşakların eleştirel yaklaşımlarını sahiplenen, kendileri de bu eleştirilerin üretildiği mekânlar olan “ilerici” kurumların ortaya çıkısını, yeni kurumculuk anlayışını ve bu kurumların pratiklerini tanımlamak için kullanılıyor. Bu çalışmada yeni kurumlar, aynı dönemde ortaya çıkan alternatif sanat mekânları, sanatçı kolektifleri gibi farklı pratikleri de içine alacak geniş bir bağlamda ele alınmaya çalışılmıştır.[1]
Yazar: Önder Özengi
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Emine Önel Kurt
Yer Bilgisi: Yıldız Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat ve Tasarım Anasanat Dalı / Sanat ve Tasarım Sanat Dalı
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 2013
[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden alınmıştır.