Bu bilimsel çalışmada; Léopold Lévy ile onun Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü Başkanlığı yaptığı 1936-1950 dönemi Türk resminin incelenmesi amaçlanmıştır. Lévy atölyesinde yetişmiş sanatçılarla görüşmeler yapılarak, arşivler, süreli yayınlar ve kitaplar taranarak elde edilen bilgiler sistematik bir şekilde değerlendirilmiştir.
Öncelikle Lévy’nin Türkiye’ye geldiği 1936 yılına kadarki resim eğitimi ve Güzel Sanatlar Akademisi’nin durumu değerlendirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde askeri okulların eğitim programında resim dersine yer verilmesiyle başlayan sanat eğitimi, Sanayi-i Nefise Mektebi Ali’sinin kurulmasıyla kurumlaşma aşamasını gerçekleştirmiştir. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Atatürk hükümetinin çağdaşlaşma hedefi doğrultusunda sanata verilen önem, bu kurumun yeniden yapılandırılması gereksinimini beraberinde getirmiştir. Okula kalıcı bir bina sağlanmış, atölyeler yenilenmiş, kız-erkek karma eğitime geçilmiştir. Okulun adı Güzel Sanatlar Akademisi olarak değiştirilmiştir. Ayrıca başarılı öğrencilerin yurtdışında eğitimlerini sürdürmeleri sağlanmıştır.
İstanbul Üniversitesi reformunun benzeri, akademi’de 1936 yılında, Burhan Toprak’ın müdürlüğü döneminde gerçekleştirilmiştir. Güzel Sanatlar Akademisi’ne yabancı ressamlar getirtilmesi yolunda alınmış hükümet kararı kapsamında akademinin resim bölümü başkanlığına; Paris’te Güzel Sanatlar Akademisi’ne misafir öğrenci olarak devam ettikten sonra, Derain gibi fovist ressamlarla aynı sanat ortamını paylaşmış, pek çok sergide eserleri yer almış, Paris’te Academie Scandinav’da bir dönem hocalık yapmış olan Léopold-Lévy getirilmiştir.
Lévy döneminde okul kadrolarına, resim atölyelerine asistan olarak, yurtdışında resim eğitimlerini tamamlamış olan Cemal Tollu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Sabri Berkel, Zeki Kocamemi, Nurullah Berk, Zeki Faik İzer dahil edilmiş, böylece yeni bir yapılanma sağlamıştır. Léopold-Lévy, ayrıca galerileri ve yağlıboya atölyelerini ikiye ayırarak gruplandırmış, gravür atölyesinin başına Sabri Berkel’i getirmiş ve bir litografi (taş baskı) atölyesi açmıştır; bunlardan başka, Cour de Soir atölyesini bütün bölümlere açmış, kütüphanenin gelişmesine katkı sağlamıştır.
Lévy İstanbul’da bulunduğu dönemde, 1937 yılında Paris’te düzenlenen sergide yer alacak Türkiye pavyonunu tasarlamış, İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin kuruluşunda görev almış, bu müzeye yabancı ressamların eserlerinden oluşan koleksiyonun kazandırılmasını sağlamıştır. Ayrıca, Devlet Resim Heykel Sergileri’nde seçicilik görevlerinde bulunmuş, Abide ve Heykellerin Korunması ve Planlanması Komisyonu’nda görev almış, UNESCO tarafından Paris’te düzenlenen sergide yer alacak resimleri seçmiştir. Asistanlarının çoğunu üyesi bulunduğu D Grubu sergilerine katmış, öğrencilerinin açtığı Yeniler grubu sergilerine destek vermiştir. Ayrıca, kendisi de iki kişisel sergi açmıştır. 1949 yılının sonunda Paris’e dönen sanatçı, resim çalışmalarını sürdürmüş, bir retrospektif sergi açmıştır. Paris’te bulunan ve buraya gelen Türk sanatçılarla yakın ilişkisini sürdürmüş ve onlara destek olmuştur.
Lévy, Türk resminde önemli bir yere sahip olan bir kuşağın yetişmesinde etkili olmuştur. Nuri İyem, Haşmet Akal, Avni Arbaş, Nejad Melih Devrim, Selim Turan, Ferruh Başağa, Fethi Karakaş, Turgut Atalay ve Fethi Kayaalp gibi pek çok sanatçının gelişiminde Lévy’nin etkisi vardır. Ayrıca Lévy, Batı etkili üslupları yansıtan resim anlayışından kopuşu desteklemiştir. Anadolu’yla bağlantısı olan ve toplumsal çevreye duyarlı yeni bir sanat anlayışının biçimlenmesinde rol oynamıştır.[1]
Tezin Yazarı: Şeyda Üstünipek
Danışman: Prof. Dr. Zeynep İnankur
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi - Sosyal Bilimler Enstitüsü - Sanat Tarihi Anabilim Dalı
Türü: Doktora tezi
Yılı: 2009
Sayfa sayısı: 354
[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden derlenmiştir.