Müziğin Tahrip Edilmesi
Milan Knizak /1979
1963-64 yıllarında plakları ya çok yavaş ya da çok hızlı çalmaya başladım. Böylece çalan müziği değiştiriyor, yeni besteler yaratıyordum. 1965’te ise plakları kırmaya başladım: plakları çiziyor, deliyor, parçalıyordum. Plakları parçalayarak ve pikabı da iğnesini de tahrip edecek derecede tekrar tekrar çalarak, beklenmedik, sinir bozucu ve saldırgan yepyeni bir müzik yapılıyordu. İğnenin derin bir ize takılıp aynı şeyi tekrar tekrar çaldığında olduğu gibi, ya bir saniye süren ya sonsuza dek giden besteler çıkıyordu ortaya. Bu oyunu giderek daha da geliştirdim. En geniş yelpazede sesler elde etmek için, plakların üstüne bant yapıştırmaya, boya boyamaya; onları kesip biçmeye ve farklı parçaları yeniden yapıştırmaya başladım. Kırıkların birbirine yapıştırıldığı ekler değişik melodileri ayıran bir ritim yaratıyordu… Dolayısıyla, bozulmuş plaklarla çalınan müzik, notalara veya başka bir dile çevrilemez (çevrilebilse bile bu iş çok zor olur). Ancak plakların kendileri notasyon sayılabilir.
Milan Knizak, “Destroyed Music-1979”, Destruction içinde, ed. Sven Spieker (Cambridge: MIT Press, 2017) s. 95. Çeviri: Emine Kenan
Medyanın Çatlatılması: Milan Knizak’ın Kırılmış Müziği
Caleb Kelly/2009
Milan Knizak 1940 yılında Çekoslovakya’da doğmuş ve sanatçılığa 1957’de başlamış. İlk kez 1960’larda kırılmış ve tahrip edilmiş müzikler yapmaya başlamış. 1962-1963’te Çek sanat grubu Aktual’a katılmış. 1964’ten 1966’ya kadar, sokaklarda icra edilen ve happening’leri andıran, kendi deyimiyle “seremoniler” ve “demonstrasyonlar” gerçekleştirmiş.
Knizak 1965’te, değişik kitapların tahrip edildiği Öldürülmüş Kitaplar’a başlamış. Bu performansa katılanlardan, ateş ederek, yakarak, boğarak, keserek, yapıştırarak, veya siyaha, beyaza, ya da kırmızıya boyayarak “kitapları öldürmelerini” istemiş.
Bir zaman sonra, anlaşıldığı kadarıyla parasızlıktan, plaklarla deneyler yapmaya başlamış: “1963’te bir pikap aldım. Ama plak almaya param kalmadı. Bunun üzerine tekrar tekrar aynı plakları çalmaya başladım. Çok sıkıcıydı. Sonra plakları daha yavaş ya da daha hızlı çalmaya başladım. Hiç de sıkıcı olmayan ilginç, eğlenceli müzikler çıktı ortaya. Daha sonra da iğnenin atlaması için plakları çizmeye, ya da aynı sekansı peş peşe çalması için izleri derinleştirmeye giriştim ve gene değişik müzikler çalmaya başladı.”[1]
Tahrip Edilmiş Müzik (1963-1979), dört ayrı plağın parçalarının birbirlerine yapıştırılmasıyla oluşan bir iş. Plak çalındığında iğne bir parçada ilerliyor, sonra diğer parçayla ek yerinde yeni bir melodiye atlıyor. Dolayısıyla iğne bir tur atınca dört ayrı plaktan da parçalar çalmış oluyor. Bu da tuhaf hızlarla çalan karmakarışık seslerden yeni besteler yaratıyor.
Başka işlerinde, Knizak kırıkları alttaki bir plağa yapıştırıyor. Her yerinden kırıklar fırlayan bu plakların artık çalınabilmesi mümkün değil. Daha ziyade heykelleri andırıyorlar: “Başta plakları sadece öyle ya da böyle çalınabilecek müzik parçaları olarak görüyordum. 1970’lerde Flash Art dergisinin sahibi Giancarlo Politi bazı plaklarımı aldı ve Gino di Maggio’ya sattı. O da bunları duvarına astı. Bu da benim kırık plakları heykel gibi düşünmeme yol açtı. Ancak müzikle olan ilişkilerini de feda etmek istemiyordum. Dolayısıyla onların üzerine, müzik parçaları yaratan birtakım küçük müzik aletleri astım ya da yapıştırdım…”[2]
1980’lerin sonuna doğru Knizak, üzerine kırıkların yapıştırılmış olduğu bir plağı yaktı ve eritti. Böylece plak tamamıyla çalınamaz hale geldi. Bu tür müdahalelerindeki şiddet sorulunca da şunları söyledi: “Plaklarla yaptığım işlerimin şiddet içerdiğini düşünmüyorum; sadece onları başka türlü kullanma yolları. Yeni, sürprizli, bazen biraz saldırgan, bazen de meditasyon etkisi uyandıran sesler yaratmak.”[3]
Knizak, kırık müzikle uğraşırken, plakları üretildiği amaçların ötelerine götürüyor ve bu süreçte plağa yüklenmiş data kadar onun formunu da dönüştürüyor. Yarattığı müzik ve nesneler, yeni ses formları üretiyor, ancak gene de hiç olmazsa özgün kaydın bir tür anısını koruyor.
Knizak, "Dört Çalgı Grubu İçin Beste"
Fluxus ve Tahrip
Nam June Paik ve Knizak gibi Fluxus sanatçıları pikapların ve plakların tahrip edilmesiyle uğraştılar. Müzik aletlerine büyük bir hazla saldırdılar ve pikaplar istisna değildi… Kayıt aletlerinin bozulması, teknolojinin meta olarak değer kaybetmesine paralel bir olaydı. O zamanlarda kayıtların yeniden çalınmasına yarayan ve eğlenmek için kullanılan önemli bir teknoloji olan pikap, neden böyle kırılıp parçalanıyordu?
Bunun nedeni, Fluxus’un kültürel olarak değer verilen nesneleri hor görmesinde aranabilir. Bir müzisyenin müzik adına koca piyanoyu parçalamasının yanında, bir pikabın veya plağın tahrip edilmesi ne kadar kolaydır. Tahrip olayının şiddeti bir kemanın veya piyanonun parçalanmasından çok daha hafiftir. Knizak’ın deneylerinden on yıl kadar sonra, Christian Marclay’ın işinde pikap yeniden bir plak tahrip aleti olarak kullanılmaya başladı ve tahrip sanatında iyice yer etti.
Caleb Kelly, Cracked Media: The Sound of Malfunction (Cambridge, Massachusetts: MIT Press, 2009) 36-37, 140-149. Destruction içinde, s. 96-99.
[1] Milan Knizak, “Fluxus Debris”, http://www.artnotart.com/fluxus/mknizak.
[2] Milan Knizak, yazarla yapılan e-mail mektuplaşmaları, 6 Ekim 2001.