Skop, İTÜ’deki sanat tarihi öğrencilerinin, bütün sanat dergilerinin birtakım şirketlere ait olduğu bir ortamda, özerk-özgür-eleştirel bir yayın çıkarma taleplerinin ürünü. 2010 yılında kuruldu ve amacı ile içeriğini tanımlayan “Neden Skop?” bildirisini yayınlayarak 2011 Ekim’inde çıkmaya başladı. Ve on üç yıldır, neredeyse her gün, sanatın/estetiğin tarihine, kuramına ve politikasına dair yazılar yayınladı. Sanatın şirketleştirilmesine karşı çıkan sanatçıların, başlı başına birer sanat eylemi haline gelen direnişlerini gündeme getirdi. Çevirileriyle çağdaş eleştiri dünyasına bağlandı. Türkiye’de sanatın örgütlenmesini inceleyen araştırmalara öncülük yaptı. Son derecede özgün ve zengin bir kaynak oluşturan akademik tezleri tarayıp özetlerini yayınlayarak bu kaynağı herkesin bilgisine sundu. Nispeten karanlıkta kalmış birçok sanatçıyı tanıtarak eserlerinden “kaleydoskop”lar derledi. Mağara resimlerinden günümüze sayısız eserin röprodüksiyonlarını yayınladı. “Duyuru” bölümünde çağdaş kitapları ve etkinlikleri haberleştirdi. Daumier mirasçısı Behiç Ak’ın sanat-mimarlık karikatürlerine yer verdi. Ayrıca, derginin ilkelerini benimseyen her yazara sayfalarını açtı. Yayınlandığı yıllar boyunca hiçbir reklamı, fonu, sponsorluğu kabul etmeyerek bağımsızlığını korudu.
Yirmi bir yıldır İletişim Yayınları’ndan çıkan ve bu sürede 60 eserlik temel bir sanat tarihi ve sanat kuramı birikimi oluşturan SanatHayat dizisiyle birlikte Skop, günümüzde artık her dalıyla güzel sanatlar tedrisatının demirbaşı olmuştur. Ayrıca her daim okunacak, başvurulacak bir arşiv oluşturmuştur. Bundan böyle de Skop sadece arşiv olarak hayatını sürdürecek ve istisnalar dışında günlük sürekli yayınlarına ara verecektir.
skopdergi 1 (Ekim 2011)