Personel maaşlarını ve faturaları ödeyecek parası kalmayan Bosna Hersek Ulusal Müzeleri ayakta kalmak için can çekişiyor.
Sırp, Hırvat ve Boşnak liderler müze giderlerinin kim tarafından ödenmesi gerektiği konusunda fikir birliğine varamazken, Bosna’nın en önde gelen yedi sanat ve kültür kurumuna ayrılmış olan bütçeler tükendi. Devletten destek görmeyen, yeteri kadar fon bulamayan; ve bir kültür bakanı olmadığı için yerel idarelere bağlı olarak varlığını devam ettirmeye çalışan bu kurumların son aylarda geçirdikleri süreçler birbirine çok benziyor: Ödenemeyen maaşlara rağmen çalışmaya devam etmeye çabalayan personel, kurumların içinde bulundukları zor duruma dikkat çekmek için düzenlenen ama beklenen getirileri sağlamayan sergiler, doğal gaz faturaları karşılanamadığından ısıtılamayan binalar; sonuç olarak parasızlıktan, bakımsızlıktan ve soğuktan art arda süresiz olarak kapatılan müzeler, kütüphaneler, arşivler, galeriler…
1946’da kurulan, aralarında 15. yüzyıl ikonları ve çağdaş Balkan sanatından örneklerin, İsviçreli ressam Ferdinand Hodler’in eserlerinin ve belki de en önemlisi 14. yüzyıldan kalma “Bosna Hersek Haggadah”ının da bulunduğu koleksiyonuyla Bosna Hersek’in en zengin sanat müzesi Bosna Hersek Sanat Galerisi, geçtiğimiz eylül ayında kapanmıştı. 1945’te kurulan Bosna Hersek Tarih Müzesi de benzer süreçler sonunda 4 Ocak’ta, giderlerini karşılayamayacak olduğu gerekçesiyle kapatılmıştı. Yakın bir tarihte kapanması öngörülen bir diğer kurum da Bosna Hersek Ulusal Üniversite Kütüphanesi. Kütüphanenin binası da ödenememiş faturalar yüzünden ocak ayından beri soğuk. Müzeler ve kütüphaneler kapandığı zaman önemli arşivlere ve koleksiyonlara erişim sağlanamayacak.
Bosna Hersek Sanat Galerisi’nin arşivinden bir görüntü
Kapanmaya yüz tutmuş olan en önemli müze ise, 1888’de kurulan ve 124 sene içinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yıkılmasına, iki Dünya Savaşına ve Yugoslavya’nın parçalanmasına tanıklık etmiş ve bunlara rağmen ayakta kalmayı başarabilmiş olan Bosna Hersek Ulusal Müzesi. Bu müze, bölgede yaşamış olan farklı etnik ve dini kökenden olan halkların ortak mirasının bir nevi koruyucusu konumundaydı. Fakat kurumun küratörü Andrijana Pravidur’un 2 Mart’ta yaptığı basın açıklamasına göre, Ulusal Müze ancak “şimdilik” halka açık. Yedi aydır personeline ödeme yapamayan müzenin kapılarını daha ne kadar açık tutabileceği meçhul.
Bosna Hersek Ulusal Müzesi, 1913
Aralarında Bosna Hersek Ulusal Film Arşivi, Körler ve Görme Bozukluğu Olan Kişiler için Ulusal Kütüphane, Bosna Hersek Edebiyat ve Tiyatro Sanatları Müzesi’nin de bulunduğu Saray Bosna’daki diğer sanat ve kültür kurumları da Dayton Antlaşması’nın 1995’te sona erdirdiği Bosna Savaşı’ndan beri varlıklarını kıt kanaat geçirerek sürdürüyorlar. Antlaşmanın üzerinden 17 sene geçmiş olmasına rağmen, taraflar henüz müze, kütüphane ve benzeri ulusal sanat ve kültür kurumlarının bağlı olacağı kanunlar konusunda anlaşamamış oldukları gibi, henüz devlete bağlı bir kültür bakanlığı da kurulabilmiş değil. Bunun sonucunda varlıklarını İçişleri Bakanlığı’ndan aldıkları aralıklı ve yetersiz fonlarla ve bölgesel yönetimlerin yardımıyla sürdürmeye çalışan sanat ve kültür kurumları, özellikle 2010 yılı seçimleri sonucunda mecliste çoğunluk sağlanamadığından koalisyon kurulamaması ve hükümetin uzun süre işler vaziyete gelememesi sonucunda kendilerine hiçbir bütçe ayrılmamış olduğu için ağır bir darbe aldılar. Saray Bosna müzeleri yetkilileri şubat ayında kurulan yeni hükümetin ayırdığı bütçelerin kurumların yapısal sorunlarını çözmek için yeterli olmayacağını ve kalıcı çözümlerin ancak ulusal düzeyde yapılacak düzenlemeler sonucunda elde edilebileceğini belirtiyorlar.
Saray Bosnalı sanatçı Damir Niksic, Bosna Hersek Sanat Galerisi’nin kapatılmasının ardından, kapatma kararını protesto amacıyla 84 gün boyunca galeriyi işgal etmişti. Niksic, ocak ayında kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Bosna Hersek Ulusal Müzesi’ni de işgal etti. Niksic, kültür ve eğitim bakanlıklarının kültürel, dinsel ve etnik farklılıklara dayanarak hareket etmemesi gerektiğini savunuyor. Bosna’daki çok uluslu geleneği destekleyen, çağdaş ve yeni bir kültür yaratacak, düzgün bir kültür politikası ve eğitim programı oluşturulmasının zamanının geldiğine inanıyor.
Saray Bosna’daki müzelerin kapanmasının uluslararası bir mesele olduğunu söyleyen Uluslararası Müzeler Komisyonu genel müdürü Julien Anfruns ise kültürel mirasın koruyucusu olan müzelerin kapanmasının etik olarak kanunlara aykırı olduğunu savunuyor.
Saray Bosna müzelerinin bu denli zor durumda olmasının bir diğer nedeni de, Sırp Cumhuriyeti’nde yaşayan Sırpların çoğunun Bosna Hersek ulusal müzelerini kendi geçmişlerinin temsilcisi değil de yapay sahneler olarak görmemesinin sonucunda, bu bölgede son on yılda açılan yeni müze ve kütüphaneler. Dayton Antlaşması’yla beraber Müslüman-Hırvat Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti olarak ikiye bölünen ülkenin iki tarafındaki sanat ve kültür kurumları yeterli bütçe “kapabilmek” için birbirleriyle yarışmak durumundalar.
Bosna Hersek müzelerinin içinde bulundukları durum hakkında bilgi veren www.cultureshutdown.net adlı sitenin kurucularından sanat tarihçisi Azra Aksamija, Dayton Antlaşmasının savaşı sona erdirdiğini fakat taraflar arasındaki gerilimin kültürel alanlarda dışavurularak devam ettiğini söylüyor.[1]
•
Ulusal müzelerin kapanması, aslında, bütçesizlikten çok, bütçe ayırmayı gerektirecek kimliklerin kaybedilmiş olmalarına dayanıyor. Yugoslavya’nın parçalanarak, Balkan siyasal coğrafyasının kültürel (etnik, dinsel) farklılıklara göre yeniden yapılandırılması sonucu ‘ulusal’lığı temsil eden her kurum işlevsizleşti. Bölge müzeleri artık bir ‘ulusal birlik’ yaratılması üzerine değil, tam tersine böyle bir birliğin dağıtılarak, etnik ve dinsel bir ayrımcılığın örgütlenmesi üzerine kuruluyor. NATO gözetiminde binlerce Bosnalı’nın katledildiği ‘etnik temizlik’ (ethnic cleansing) hareketi, şimdi onların hatırasını koruyan müzeleri de temizliyor. [AA / ZB]
[1] “Sarajevo Museums Under Siege”, The Art Newspaper, (April 2012), sf. 15.