/ Sanat ve Emek / Sanat İmalatı VI: Takashi Murakami'nin Stüdyosu

Sanatçılar arasında girişimcilik yayıldıkça, bu kesimden birçok sanatçı başka sanatçıların emekleri üzerinden büyük paralar kazanmaya başladı. "Sanat ve Emek" dizisi hem bu konuda örnekler sunuyor, hem de bu gelişmenin kaynaklarını inceleyen yazılara yer veriyor.

Dizi, Sean O'Hagan'ın pazarlama konusunda en başarılı olan şöhretlerden beşinin atölyelerine yaptığı ziyaretlerden izlenimlerle başlıyor. Bu beş sanatçı, Damien Hirst, Jeff Koons, Tracey Emin, Gavin Turk, ve Takashi Murakami. O'Hagan'ın aşağıdaki yazısı, Takashi Murakami'nin stüdyosundan izlenimlerini aktarıyor. Bundan önceki bölümler için bkz. Sanat ve Emek Yazı Dizisi

 

Takashi Murakami'nin asistanları New York Stüdyosunda çalışıyorlar.                                                                                      Kaikai Kiki New York, LLC Artwork © Takashi Murakami/Kaikai Kiki Co Ltd Foto: Steve Pyke

 

Takashi Murakami, hem fahiş fiyatlara satılabilecek hem de “yüksek sanat” kategorisine girecek eserler üretebilmek için, Japon popüler kültürünün stilini ve ikonografisini kullanıyor: şirin ama tüyler ürpertici çizgi roman karakterleri ve manga tarzı süper kahramanlar. Murakami imparatorluğu, Japonya ve Amerika'da bulunan ve yaklaşık 100 kişinin çalıştığı stüdyolardan; Tokyo'da iki yılda bir düzenlenen ve genç yenilikçi sanatçıların eserlerini tanıtan Geisai sanat fuarından; videolardan tişörtlere ve mouse pad'lere, cep telefonu kılıflarından sınırlı sayıda üretilen deri Louis Vuitton çantalara kadar her şeyin satıldığı küresel bir mağaza olan KaiKai Kiki'den oluşuyor.

 

Murakami'nin boşalan süper kahramanları

 

Murakami Louis Vuitton'un tasarımını yapıyor ve KaiKai Kiki'de onun ürünlerini satıyor.

 

Murakami'nin Long Island'daki stüdyosunda birkaç oda, Murakami'nin "süperdüz" resimlerinin ortaya çıktığı olağandışı üretim sürecine ayrılmış. Bu süreç, bir resmin bilgisayarla üretilmiş ozalit baskısının Japonya'dan gelmesiyle başlıyor. Bilgisayardaki veriler titizlikle serigrafiye uygun bir formata dönüştürülüyor.

"Büyük boyutlu bir parça üzerinde çalışırken, her an stüdyoda bulunacak altı çalışana ihtiyacımız oluyor," diyor Murakami. "Bu iş müthiş bir teknik beceri gerektiriyor ve çalışanların günde 16 saatten uzun bir süre masalarına çivilenmelerine rağmen yine de tamamlanması 3 hafta sürebiliyor."

 

Murakami'ye ait bir süperdüz resim

 

Daha sonra, serigrafi baskı için boya karıştırma aşaması başlıyor. Bazen, tek bir resim için 1000 adet ipek kanvas kullanılabiliyor. "O zaman bile işimiz bitmiyor," diyor Murakami, "Yardımcı ressamlarım üç ay boyunca boyaları yaptıktan sonra, son kat ressamları ortaya çıkan resimlerin rötuşlarını yapıyor. Bilgisayar verilerini veya modelleri temel almaktansa, dengeyi göz ayarıyla tutturuyorlar; yapmaları gereken iş, o parçanın dört başı mamur bir sanat eseri haline gelmesini sağlamak. Bu görev, uzun zaman önce Rubens'in atölyesinde yapılması beklenen işe benziyor."

Murakami, ancak bütün bu aşamalar bittikten sonra bizzat devreye giriyor ve sonucu inceliyor, "nelerin kalıp, nelerin değiştirilmesi gerektiğine” karar veriyor. Murakami'nin yaratıcılıktaki mükemmeliyetçiliği "çalışanlarının ondan nefret etmesine neden olan... ama sonuçta eseri güçlendiren çok büyük değişiklikler" yapılmasına sebep olabiliyormuş.

Murakami, tüketim kültürünü bu kadar kucaklamasına rağmen, anlaşıldığı kadarıyla münzevi bir hayat sürüyor; Japonya'daki stüdyosunda, sade ve konforsuz bir odada yaşıyor. Long Island'daki dev stüdyo alanı pırıl pırıl ve tamamen işlevsel; belki bir fabrika, ama çok temiz ve sakin. Kendisi mükemmeliyetçi olmadığı iddiasında. "Aslında bakarsanız ben hiçbir şeyi doğru düzgün yapamam. Çabuk sinirlenir ve kendimi bırakırım; yeni fikirler bulmakta hep zorlanırım. Bu tür durumlarda yapabildiğim en iyi şey, stüdyomu temiz tutmak ve yaratıcılık tıkanıklığımdan kurtulmaya çalışmak oluyor."

 

Takashi Murakami