/ Sanat ve Emek / Sanat İmalatı III: Jeff Koons'un Stüdyosu

Sanatçılar arasında girişimcilik yayıldıkça, bu kesimden birçok sanatçı başka sanatçıların emekleri üzerinden büyük paralar kazanmaya başladı. "Sanat ve Emek" dizisi hem bu konuda örnekler sunuyor, hem de bu gelişmenin kaynaklarını inceleyen yazılara yer veriyor.

Dizi, Sean O'Hagan'ın pazarlama konusunda en başarılı olan şöhretlerden beşinin atölyelerine yaptığı ziyaretlerden izlenimlerle başlıyor. Bu beş sanatçı, Damien Hirst, Jeff Koons, Tracey Emin, Gavin Turk, ve Takashi Murakami. O'Hagan'ın aşağıdaki yazısı, Jeff Koons’un stüdyosundan izlenimlerini aktarıyor. Bundan önceki iki bölüm için bkz. Sanat İmalatı I: Yok Satma Sanatı ve Sanat İmalatı II: Damien Hirst'ün Stüdyosu

 

Jeff Koons New York'taki stüdyosunda 120 asistan çalıştırıyor. Fotoğraf: Steve Pyke

 

Manhattan'ın merkezinde, nehir boyunca uzanan depolar ve ambarlar arasında eski, taş bir beyaz bina bulunur. Cam kapılardan içeri baktığınızda ilk gördüğünüz, parlak, dev bir goril heykelidir. Burası Jeff Koons’un karargâhıdır, küresel bir sanat imparatorluğunun merkezi… Ziyaret ettiğim stüdyolar arasında Warhol tarzı seri üretim modeline en yakın olanı da burası.

"Burası bir fabrika değil," diyor Koons, hiç de doğal olmayan sakinliği ve yüzünden hiç eksik olmayan gülümseyişiyle. "Bir fabrikaya benzemiyor. Evet, yine her sanatçının stüdyosunda olduğu gibi üretim yapıyoruz, ama büyük ölçekli değil. Bir yıl içerisinde, dünya piyasasına çıkan yaklaşık 10 iş üretiyorum. 1980'lerde piyasaya baktığımda Andy'nin işlerini ve ne kadar çok ürettiğini görüyordum; oysa Jasper Johns'a bakınca, o çok az üretmişti. Hep bu ikisinin ortasını tutturmanın mümkün olduğunu düşünmüşümdür."

 


Eşi Cicciolina ile kendisinin sevişme görüntülerinden oluşan ve farklı tekniklerle uygulanan Made in Heaven serisinden:Üst: Made in Heaven, 1989. Alt: Jeff and Ilona (Made in Heaven), 1990


 

Koons stüdyosunda 120 kişi çalıştırıyor. Bu insanların çoğu Koons'un ofisinin bitişiğindeki stüdyolarda onun resimlerinin ve heykellerinin yapımı üzerinde çalışıyor.

"Burası gerçekten bir merkez," diyor. "Farklı alandan bir sürü bilgi burada biraraya geliyor. Belli bir noktadan sonra, üretimi kontrol etmek istediğim için yanımda başka insanları çalıştırmam gerektiğini fark ettim. En nihayetinde size düşen sorumluluk değişmiyor. İstediğiniz jesti yapabildiğiniz sürece, fark yok. Ayrıca, bazen bir işi başından sonuna kadar kendiniz yaptığınızda, oturup boyayla –veya neyse– kendiniz uğraştığınızda, malzeme sizi baştan çıkarabiliyor ve yolunuzu kaybedebiliyorsunuz. Bir hindi yapmak niyetiyle oturup, sonuçta bir ayı yapabiliyorsunuz. Ama mesafe koyduğunuzda daha net kararlar verebiliyorsunuz."

 

       

Koons: "İstediğiniz jesti yapabildiğiniz sürece, fark yok."

 

Koons'un işleri ve şöhreti, işlerinin müzayedelerdeki fiyatlarına rağmen –ya da belki bu fiyatlar yüzünden– eleştirmenler arasında hararetli bir tartışma konusu. Tate’teki Pop Life  sergisinde gösterilen Rabbit (Tavşan), 2008’de 8 milyon doların üzerinde bir fiyata alıcı bulmuştu.

Koons'un dev porselen heykellerinden Michael Jackson and Bubbles, 1988'de 5,6 milyon dolara satılmıştı. İki sene önce ise, mor renkli bir şişme heykel olan Hanging Heart yaklaşık 34 milyon dolara satıldı. (Aynı heykelin pembe bir versiyonu yakın zamanlarda yapılan özel bir satışta 11 milyon dolara satıldı. Bu da, küresel ekonomik gerileme derinleştikçe sanat piyasasının da sonunda bundan payını aldığını gösteriyor olabilir.)

 

Michael Jackson and Bubbles, 1988

 

"Bir işe biçilen fiyat, toplumun o işi sevdiğini ifade etmesinin yollarından biri yalnızca," diyor Koons, "ama önemli olmak ile anlamlı olmak arasında fark var. Yani, tanınmak ya da medyada yer almak işlere önem yüklüyor. Ama anlam farklı bir şey, daha derin."

Jeff Koons, Andy Warhol