Pompidou Markasını Küreselleştirme Modeli

15/5/2012 / skopbülten

Paris’teki Centre Pompidou, 72.000 modern ve çağdaş sanat eserinden oluşan ve Avrupa’nın en iyisi olma iddiasındaki koleksiyonunu dünyaya açmaya hazırlanıyor.[1] Ancak tasarlanan, ikonik binalarda Guggenheim modeli şubeler açmak değil. Mevcut müzelerin yanı sıra, üniversitelerde, hatta alışveriş merkezlerindeki galerilerde kendi depolarından çıkacak eserlerle geçici sergiler düzenleyerek ‘marka’sını yaymak. Başkan Alain Seban’ın açıklamalarına göre, hedeflerinde ekonomileri ve sanat pazarları büyümekte olan, BRIC ülkeleri diye anılan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin var. Öncelikle buralarda, üç ila beş yıl arasında değişen sürelerle tutacakları her biri 2-3000 metrekarelik galerilerle bir Pompidou sergi ağı oluşturulması tasarlanıyor. 

Önceki yıllarda Şanghay’da ve Dhahran’da Centre Pompidou’nun; Hong Kong’da ise Pompidou ile Guggenheim’ın ortak olarak kurmayı tasarladıkları müze projeleri gerçekleşmemişti. Centre Pompidou’yu uluslararası bir galeriler zinciri kurmak için yüreklendiren, kendi evindeki başarısı oldu: ziyaretçi sayısında beş yılda % 40 artış ve 2011’de rekor (3,6 milyon). Ciddi onarım gerektiren Paris’teki binasını genişletmenin olanaksızlığı ekonomik sıkıntılarla birleşince, Pompidou bir yandan markasını küreselleştirirken, Fransa içinde de benzer bir galeriler zinciri kurarak yayılma projesini yerel yöneticilere kabul ettirmeye çalışıyor. İçeride girişimin bir kamu hizmeti olarak devlet tarafından finanse edileceğini umuyor. Dayanağı ise geçen yıl başlatılan ve “mobil Centre Pompidou” adı verilen küçük gezici serginin Fransa içinde uyandırdığı ilgi.

                                                                        ·*

Dünyanın dört bir tarafında mantar gibi biten alışveriş merkezlerinde Pompidou kaynaklı ve markalı sergilere rastlamak hiç de şaşırtıcı olmayacak. Müze ile mağazanın kavuşması eskilere, 19. yüzyıl Paris’ine dayanıyor. Pasajlarda olduğu gibi, Haussmann’ın kenti altüst edişinin sonrasında ortaya çıkan Au Bon Marche, Louvre gibi büyük mağazalarda da sanata alan ayrılıyor.[2] Her ikisi de teşhir kültürüne dayanan müze ve büyük mağaza, modern kent hayatının çağdaş göstergeleri oluyor, ta ki 19. yüzyıl sonlarında modernizmle birlikte sanatın özerkleşmesine kadar. Postmodern zamanlarda ise sanatın özerkliği aşındıkça, müze yeniden mağazayla buluşuyor.[3] [NAA]

 

 

 



[1] Yazının ilk bölümünün kaynağı: “Pompidou plans to go global: focus is Brazil, India, China”, The Art Newspaper, 235 (Mayıs 2012) s. 1, 7.

[2] Ali Artun, Müze ve Modernlik, Tarih Sahneleri - Sanat Müzeleri 1 (İstanbul: İletişim, 2006), s. 295-308.

[3] A.g.e., s. 304.

çağdaş müzemani, müze