Otokrasiye Karşı: Diren Gezi Parkı

31/5/2013 / skopbülten

Manifesto (1948)

Constant Nieuwenhuys

Bu değişim döneminde yaratıcı sanatçının rolü yalnızca devrimcinin rolü olabilir: Boş ve sıkıcı bir estetiğin son kalıntılarını yok etmek, insan zihninde hâlâ bilinçsizce uyuyan yaratıcı içgüdüleri uyandırmak onun görevidir.

Bizim sanatımız devrimci bir dönemin sanatıdır: hem batmakta olan bir dünyanın tepkisi hem de yeni bir çağın müjdecisi. Bundan ötürü, ilkinin ideallerine uymaz, öte yandan ikincisininki de henüz yaratılmayı beklemektedir. Ama dirençle karşılaştığı ölçüde güçlü bir hayat kuvvetinin ifadesidir ve yeni bir toplum kurma mücadelesinde hatırı sayılır öneme sahiptir. Burjuva tini ise hayatın her alanına nûfuz etmiş durumda, hatta zaman zaman halka (yani kendi eline bırakılmış özel bir halka) sanat götürme iddiasında bile bulunuyor. Ama bu sanat artık bir afyon olarak işe yaramayacak kadar bayat.[1]

       

  

 

 

 

 



[1] “1948 Constant Nieuwenhuys: Manifesto”, çev. Ufuk Kılıç, Sanat Manifestoları, Avangard Sanat ve Direniş, der. Ali Artun (İstanbul: İletişim, 2010), s. 264-266.