Offprint Paris ve Sanatçı Kitabında Yeni İhtimaller

O alışıldık dize ki ömür boyu ona taptım, tutkularımın ve düşlerimin krallığıydı; şimdi de, öncelikle saf ve karmaşık bir imgelemin ya da algılanışın alanlarına girmek gerekti: Şiirden -tek kaynaktan- dışlayamazdık onları.

Stephane Mallarmé

 

Kitap mecrasının; sanatsal sürecin içerisinde, klasik anlamda bir iletme mekânı olmaktan farklı olarak, kâğıdı, dizgisi ve bütün nesnel özellikleriyle objesel hatta imgesel bir nesneye dönüşerek sanatçının işinin bir parçası haline geldiği eserleri tarihte görmek mümkün. Benjamin’in matbaanın iktisadi ve akademik hayatın keskin hatları ve gayeleri altında girdiği gerileme dönemine dair yazdığı metinde belirttiği gibi; “yazı bu yeni egzantirik görselliğiyle grafik alanlara daha derinlemesine daldıkça, birdenbire uygun bir olgusal içerik edineceği, nicel birikimin nitel sıçramaya dönüşeceği an yaklaşıyor”.[1] Kitabın yoğunluklu malzemesi olan edebiyatın bu konuda en önemli örneği olan, ve şairin kendi ifadesiyle “imgenin sayfayla bittiği, sayfayla başladığı, ve diğer imgeleri hazırladığı...”, Mallarmé’nin “Zarla Şans Dönmeyecek” şiiri; şiirin geleneksel anlamda üslubunu ve ifadesini oluşturan dizelere, imgesel düzlemden yola çıkan bir deneysellik içerisinde yeni bir boyut ekledi. Benjamin’in de belirttiği gibi şairin üslubunun iç doğasından kaynaklanan bu deneme hâlâ güncelliğini korumakta.[2]


 

 

 

Matbaanın bir sanatçı atölyesine dönüştüğünü hayal etmek her ne kadar zor görünse de, bugünlerde küçük çaplı birçok yayınevinin dahil olduğu bağımsız bir yayıncılık akımı, Avrupa ve Amerika’da etkinlikler ve fuarlarla sesini duyurmaya çalışmakta. Daha çok fotoğraf ağırlıklı olan bu yayınlar kâğıt kullanımından dizgeye, sayfa içi yerleştirmelerden farklı baskı tekniklerine birçok alanda deneysel nitelik taşıyor. Her ne kadar bağımsız yayınevlerinden yayınlanmakta olan bu kitapların birçoğu biçim ve içerik açısından birbirine çok benzer özellikler taşıyor ve deneysellik ötesine geçemiyorlarsa da, bu yayınevlerinin varlıkları, sanatçılar için ana-akım yayınevlerine yeni bir alternatif oluşturuyor.

Piyasa odaklı bir yayın politikasına sahip ana-akım yayınevlerine alternatif olarak bağımsız yayıncılığın gelişmesi birçok açıdan önem taşımakta. Tasarımını, dizgisini, kâğıt seçimini kendisinin yaptığı 35’e yakın kitap yayınlamış Le Corbusier’in, ölümünden önce tasarımıyla ilgili yayıneviyle çok keskin bir kavgaya girişip kendi isteklerini uygulattırmayı başardığı kitabını, ölümünden sonra aynı yayınevinin tasarımı değiştirerek yeniden basması ve aslında tamamıyla başka bir anlam taşıyacak bir işin, bugün karşımıza sadece koleksiyonerlerde ya da galerilerde çıkabilecek olması piyasanın eser üzerinde kurduğu tahakküm gücünü bize yeniden hatırlatmakta.

Ergin İnan’ın bugünlerde Ankara Galeri Nev’de sergilenmekte olan, ilk bakışta bir eskiz defteri gibi gözükse de yabancı dilde yazılmış bir kitabının; metin alanı, kelimeler ve dizgisiyle girdiği imgesel ilişkiyle ortaya çıkan ve izleyeni bir sanatçı kitabı olarak vuran defterinde barınan gücü, çok sayıda üretimi mümkün olan kitaplarda aramak, Türkiye'de BAS, Bandrolsüz gibi bu harekete ivme katmaya çalışan oluşumları desteklemek, bu yeni mecranın Türkiye’de de canlanmasına yardımcı olabilir.

 

 

 



[1] Walter Benjamin, Son Bakışta Aşk, “Tek Yönlü Yol”, çev. Nurdan Gürbilek (İstanbul: Metis, 2008) s. 63.

[2] A.g.e., s. 62.