Deneysel film yapımcısı Maya Deren, avangard sinemanın öncülerinden biri olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda yazar, şair, fotoğrafçı, etnograf ve dansçı olan Deren’in gerçeküstü filmlerinde hayal ile hakikat, zaman ve mekânın ötesinde hislerle birleşiyor. İnsan vücudunun hareketleri, soyut dokular ve duygusal jestler üzerinden şaşırtıcı bilinç katmanları oluşturuyor.
Elenora Derenkowksa, diğer adıyla Maya Deren 1917’de Kiev’de doğdu. Beş yaşındayken ailesiyle ABD’ye göç ederek Syracuse’a yerleşti. Yazıya olan ilgisi, onu Cenevre’de yazarlık ve Syracuse Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi almaya yöneltti. Eşi Gregory Bardacke ile tanıştığı öğrencilik yıllarında, sosyalist hareketlerin etkin bir üyesiydi.
Üniversite eğitimini NYU’da tamamladıktan sonra Bardacke’den boşanan Deren, edebiyat yüksek lisansı yapmak üzere Massachusetts’teki Smith College’e gitti. Bu arada modern dansa ilgi duymaya başladı ve koreograf Katherine Dunham’ın sekreteri olarak ABD’nin birçok yerine seyahat etti. Bu dönemin ardından Los Angeles’a yerleşen Deren, burada “Sasha Hammid” olarak da anılan Çek fotoğrafçı Alexander Hackenschmeid ile evlendi. Ancak New York’a yerleşen ve film alanında birlikte çalışan çiftin evliliği uzun sürmedi. Bu arada film, Deren’in temel mecrası haline geldi. Doludizgin deneysel filmler üreten sanatçı, üçüncü evliliğini genç Japon müzisyen Teiji Ito ile yaptı. 44 yaşında hayatını kaybeden Deren’in yaşamı ve sanatı, Avusturyalı film yapımcısı Martina Kudláček’in In the Mirror of Maya Deren (Maya Deren’in Aynasında) (2001) adlı belgeseline konu oldu.
Filmlerinde slow motion’dan jump cutting’e uzanan cesur kamera teknikleri kullanan Deren, kameraman Hella Heyman’ın yanı sıra birçok dansçı ve oyuncu ile çalıştı. Hammid ile birlikte yaptığı ve 1947 Cannes Film Festivali’nde büyük ödüle layık görülen ilk kadın yönetmen olmasını sağlayan Meshes of the Afternoon (1943) Deren’in en çok ses getiren filmi oldu. Marcel Duchamp’ın da yer aldığı ancak tamamlanmayan Witch’s Cradle (1944), At Land (1944), A Study in Choreography for Camera (1945), Ritual in Transfigured Time (1946), Meditation on Violence (1948), Dance films (1955) ve The Very Eye of Night (1959), Deren’in diğer önemli filmleri arasında.
Deren, oyuncu olarak da yer aldığı filmlerini kendi yazdı, üretti ve dağıtımını üstlendi. Dağıtım şirketleriyle yaşadığı sorunlardan kurtulmak için kendi şirketini açtı. Hatta deneysel film yapımcılarına destek olmak amacıyla Creative Film Foundation’ı (Yaratıcı Film Vakfı) kurdu. Film estetiği üzerine seminer ve eğitimler verdiği turneler düzenledi.
Kısa metrajlı ve çoğunlukla sessiz filmler üreten sanatçı, 1946’da Haiti’ye gidip yerel dansları fotoğraflamak üzere Guggenheim’dan burs aldı. Burada on sekiz ay geçiren Deren, Vudu kabile ritüelleri, dans ve müziklerinden çok etkilendi. Sonunda bu inanç sistemini kabul etti, hatta rahibe mertebesine erişti. Vudu ritüellerinde kendi bedenini kullanarak tanrılar ve ruhlarla iletişim kurma deneyimini bizzat yaşadı. Kendini deniz, aşk, yaratıcılık ve hayal gücü tanrıçası Erzulie ile özdeşleştiriyordu. 1947-55 yılları arasında Haiti’ye dört kez daha giderek bu seyahatlerinden yüzlerce makara dolusu film kaydıyla geri döndü. Tamamlanamayan film, yıllar sonra Teiji Ito ve yeni eşi Cherel tarafından montajlanarak Divine Horsemen: The Living Gods of Haiti (1981) adıyla yayınlandı.
Yazı tutkusundan hiç kopmayan Deren, sinema dergileri için makaleler yazmaya devam etti. 1946 yılında kendi yazılarını derlediği kitabı An Anagram of Ideas on Art, Form and Film’i yayınladı. Ayrıca Haiti’deki gözlem ve deneyimlerini paylaştığı Divine Horsemen: The Voodoo Gods of Haiti (1953) adlı bir kitabı bulunuyor.
Maya Deren (1917-1961)
The Very Eye of Night filminden bir kare, 1959.
Ritual in Transfigured Time filminden bir kare, 1946
A Study in Choreography for Camera filminden bir kare, 1945
At Land filminden bir kare, 1944
Meshes of the Afternoon filminden bir kare, 1943.
Marga Patterson’ın Maya Deren: Experimental Filmmaker and Voodoo Priestess başlıklı yazısından kısaltılarak çevrildi.