Eski Facebook çalışanı Frances Haugen, 4 Ekim’de CBS News’da yayınlanan 60 Minutes programında Facebook’un toplumu nasıl zehirlediğine dair düşündürücü açıklamalarda bulundu. Facebook’u Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) defalarca şikâyet eden Haugen, ABD Meclisi önünde de ifade verecek.
Haugen’a göre Facebook’un şirket çıkarları, toplumunkilerle taban tabana zıt. Facebook’un algoritması, kullanıcılara bilinçli olarak onları öfkelendirecek içerikleri, başka bir deyişle nefret ve bölücülük söylemlerini göstermeyi seçiyor. Çünkü öfke, çevrimiçi etkileşimi en çok artıran, dolayısıyla da en yüksek reklam gelirini yaratan duygu. Örneğin Avrupa’da siyasi partiler, Facebook’taki görünürlüklerini artırabilmek için negatif içerikli reklamlar vermek zorunda kalıyorlar.
Haugen şirketin politikalarının, diğer sosyal medya platformlarına kıyasla çok daha agresif olduğunu da ekliyor. Facebook, 2020 ABD seçimlerinden sonra ve 6 Ocak Kongre olaylarından önce yanlış siyasi bilgilerin yayılmasını engellemekle yükümlü Topluma Karşı Sorumluluk (Civic Integrity) birimini, artık gerekli olmadığı sonucuna vararak kapatmış. Ancak yine Haugen’ın açıkladığı belgelere göre Facebook, platformu üzerindeki nefret ve yanlış bilgi içeriklerinin yalnızca yüzde 3 ila 5’ini yakalayabiliyor. Bu oran şiddet ve kışkırtma söz konusu olduğunda yüzde 1’e kadar iniyor.
Instagram’ın çocuklar ve ergenler üzerindeki etkileri ise tek kelimeyle korkunç. Ergen kızların yüzde 13,5’i Instagram’ın intihar isteklerini, %17’si ise yeme bozukluklarını artırdığını ifade ediyor. Instagram kullanan genç kadınlar depresyonları arttıkça platformu daha sık kullanmaya başlıyorlar ve böylece kendi bedenlerinden nefret etmeleriyle sonuçlanan bir tür kısır döngü ortaya çıkıyor. Ancak bu kısır döngü, tahmin edilebileceği üzere Facebook’a büyük paralar kazandırıyor. [İpek Yeğinsü]
Kaynak: gizmodo.com