Brezilya’da Sinemaya Ordu Müdahalesi

 

 

Jair Bolsonaro’nun iktidara gelişinden beri sanat dünyası sözümona “kültürel Marksizm”le mücadele etmek isteyen hükümetin baskısı altında. Geçtiğimiz aylarda bir albay, askerî filmlere hasredilecek bir film festivalinin düzenleneceğini duyurdu. Bu, diktatörlüğün sona erişinden beri hiç görülmemiş bir müdahale.

Fransız yönetmen Claude Chabrol’ün anısına bir gösterim, Brezilyalı siyahların özgürleşmesinin ve cinema novo’nun önemli simalarından Antonio Pitanga’nın anısına bir diğer film gösterimi… İlk bakışta, sene başından beri ülkeyi yöneten Jair Bolsonaro’nun otoriter ve militarist aşırı sağının iktidarı altında Cinemateca brasileira’nin programlarında pek bir değişiklik yok gibi. Oysaki var! 3-6 Ekim günleri arasında bir “askerî filmler festivali” düzenlenecek. Bir ilk oluşturan bu festival, Kara Kuvvetleri yedek ordusundan bir albay olan Lamartine Holanda tarafından açıklandı. Ülkenin popülist liderinin hayırla andığı askerî diktatörlüğün (1963-1985) sora erişinden beri böylesi bir müdahale görülmemişti. “Hangi filmlerin gösterileceğini bile bilmiyoruz,” diyor ismini vermemeyi tercih eden bir kaynak.

14 Ağustos günü federal hükümete bağlı olan ve merkezi Sao Paulo’da bulunan Sinematek, pek alışıldık olmayan bir misafir ağırlıyordu: Kendisi de Jair Bolsonaro gibi bir (yedek) ordu komutanı olan ve başkanın partisi Sosyal-Liberal Parti’den (PSL) bir milletvekili. Bu “tarihî” ziyaretin videosunda, askerî selamlamada bulunduktan sonra vekil sözü Albay Holanda’ya bırakıyor. Holanda ise bu yeni türde festivali ilan ettikten sonra, esas sorumlusu olduğu bu projede üç ordunun iletişim kollarının da kendisine eşlik ettiğini belirtiyor. Mönüde bulananlara dair ayrıntılar sınırlı: “eski filmler ve askerî senfoni orkestrasının ses kayıtları”. Heyecan verici! Daha sonra bu iki adam Bolsonaro’nın kampanya şarkısını söylemeye başlıyor – “Her şeyden önce Brezilya, her şeyden önce Tanrı”. Sinematek’in yeni güçlü adamı, “özel danışman” Rodrigo Morais de kendilerine eşlik ediyor. “Askerî festival”, gazetemizin görüşme talebine yanıt vermeyen Morais’in fikriymiş. Brezilya aşırı sağının gurularından ve kendisine filozof diyen Olavo de Carvalho’nun müridi olan Morais, aynı zamanda sözümona “kültürel Marksizm”e karşı mücadelenin ateşli bir neferi olan milletvekili –ve Başkanın oğlu– Eduardo Bolsonaro’nun yakın bir dostu.

 

“Sansür” Kelimesi Tüm Ağızlarda

Bugünün Brezilya’sında, ilerici bir nitelik taşıyan kültür, 2003-2016 arası önce Lula, ardından Dilma Rousseff ile ülkeyi yöneten solun iktidardan düşmesiyle yönetime gelen gerici ve cahil aşırı sağın başlıca hedefini oluşturuyor. Bolsonaro, seçilir seçilmez, Kültür Bakanlığı’nı feshedip yerine “Vatandaşlık” ile ilgili konuları yöneten bir özel sekreterlik getirmişti. Mevcut koşullar altında Kültür Bakanlığı’nın bulunmayılı illa kötü bir şey olarak görülmüyor. “Belki de bu hükümette böylesi bir bakanlığın olmayışı daha iyidir diye düşünüyorum,” diyordu şarkıcı Chico Buarque, Le Monde’a verdiği bir mülakatta.[1] “Kültür zaten dört bir yandan saldırı altında, bir de bakanı olsa daha da feci bir durum söz konusu olabilirdi”. Cinemateca brasileira’ya verilen talimat yeni dönemi gayet sarih biçimde özetliyor: “Sol aktivizme karşı tetikte olunmalı”.

“Sansür” kelimesi tüm ağızlarda. Aldığımız bilgilere göre, diktatörlüğe karşı silahlı mücadelenin simalarından biri olan Marighella hakkındaki film yeni yönetim tarafından reddedilmiş. Eski muhafazakâr Başkan Michel Temer dönemi dahil olmak üzere son beş yıldır düzenlenen Rus ve Sovyet sineması festivali de, Brezilya ordusu hakkındaki festivalin aksine, bu sene için hâlâ onaylanmış değil.

 

Sinema Üretimi Yakın Takip Altında

Sinema uzmanı gazeteci Maria do Rosario Caetano, “Hükümetin sözlerine bakılacak olursa, ordu, sol tarafından adaletsiz bir değerlendirmenin kurbanı olmuş” diyor. “Dolayısıyla vatansever filmler göstermek istiyorlar. Fakat bunları bulmak başka bir mesele! Askerî filmler son derece sınırlı: Brezilya az sayıda savaşa katılmıştır ve Müttefiklerin yanında yer alışı tali niteliktedir. Buna karşılık diktatörlük üzerine bir dizi film mevcut. Ancak hiçbiri rejime methiye düzmüyor, dolayısıyla güncel kriterler açısından gösterilmeye layık değil.”

Garip bir dönem… Sinematek’e dönük taarruz istisnai bir eylem değil. Sinema üretimi, Ağustos ayında cinsel çeşitliliğe dair filmlerin finansmanını askıya alan Bolsonaro hükümetinin yakın takibi altında. “Özel dağıtıma müdahil olunamadığından hükümet gözde temalarını dayatmak için elindeki tüm kamusal yolları kullanmaya çalışıyor”. Mario do Rosario Caetano’ya göre bu temalar şöyle özetlenebilir: “vatanseverlik, din, aile”.

 

Chantal Rayes’in INVASION MILITARISTE À LA CINÉMATHÈQUE BRÉSILIENNE başlıklı yazısının çevirisidir.