Fotoğraf: Montecruz Foto (2017). Kaynak: www.theleftberlin.com
Berlin Senatosu, Ocak ayının başında, İsrail Devleti’ne yönelik eleştirileri gayrimeşru sayan tartışmalı bir antisemitizm tanımına uyacağını beyan etmeyen sanatçılara ve kültür kurumlarına kaynak vermeme kararı aldığını açıklamıştı.[1] Senato protestolar üzerine kararından geri adım attı. Ancak, protestoları düzenleyenlerden Strike Germany grubunun ifadesiyle bu sadece “geçici bir zafer”, zira İsrail Devleti’ne yönelik eleştirileri antisemitizm olarak tarif eden yönerge sadece Berlin kent meclisinde değil Almanya’nın genelinde de hâlâ yürürlükte.[2]
Bu son derece tartışmalı antisemitizm yönergesi, Uluslararası Holokost Anma Paktı’nın (IHRA) tanımına dayanıyor.[3] IHRA Tanımı 2016’dan beri ABD’de ve birçok Avrupa ülkesinde resmî düzeyde kabul ediliyor; bazı partilerin, üniversitelerin, sendikaların ve başka kurumların tüzüklerinde yer alıyor. Hukuki bağlayıcılığı olmadığı iddia edilen tanımın bir fon alma kriteri haline getirilmesi muhtemelen bir ilk olacaktı; ama bu şekilde kullanılmasa bile, mevcut haliyle tüzüklerde yer alması başlı başına bir politika beyanı oluşturuyor ve pratikte birtakım yaptırım veya cezalara yol açması kaçınılmaz.
IHRA Tanımı, anti-Siyonizm ile antisemitizmi eşitlediği için eleştirilere konu oluyor. Metinde antisemitizm örnekleri olarak tanımlanan fiiller arasında şunlar da var:
• “Örneğin bir İsrail Devleti’nin var olmasının ırkçı bir girişime dayandığını iddia etmek suretiyle, Yahudilerin kendi kaderini tayin hakkını reddetmek;
• “[İsrail Devleti’nden], başka demokratik devletlerden beklenmeyen veya talep edilmeyen bir tutum sergilemesini talep etmek suretiyle çifte standart uygulamak;
• “Çağdaş İsrail politikaları ile Nazilerinki arasında kıyaslama yapmak”.[4]
Tamamen İsrail Devleti’ni konu alan bu fiillerin antisemitizm olarak tarif edilmesiyle, geçmişte veya bugün İsrail Devleti’ni veya Siyonizmi eleştiren dünya çapındaki binlerce Yahudi de antisemitizmle itham ediliyor. Nitekim Strike Germany grubu sözcüsü, Berlin’de IHRA tanımının kullanılmasıyla hedef alınanların çoğunluğunun Siyahlar, Ortadoğulu ve Güney Asyalılar ile Yahudiler olduğunu belirtiyordu.[5]
Berlin’de yaşayan 6000 civarında sanatçı ve kültür çalışanı senato kararına itiraz eden bir metin imzalamış,[6] kararı protesto eden sokak eylemleri de düzenlenmişti. Ancak eylemcilerin de belirttiği üzere IHRA Tanımı, resmî düzeyde kabul edildiği yerlerde bir tehdit unsuru olmaya devam ediyor.
Left Berlin yazarı Nathaniel Flakin’e göre, Alman resmî kurumlarının ve solcuların da aralarında olduğu farklı partilerden yöneticilerin sürekli “örtük antisemitizm”den bahsetmeleri, aslında bizzat “Alman elitlerinin kemikleşmiş antisemitizmini maskeleme” işlevi görüyor: “Bu kampanyanın bütün hedefi, emperyalizmi –hem Almanya’nın hem de müttefiki İsrail’in emperyalizmini– eleştirenleri susturmak. Geleneksel Alman ırkçılığının üstüne liberal bir cila çekme girişimi bu.”[7]
Holokost tarihi, Yahudi çalışmaları ve Ortadoğu incelemeleri alanlarında çalışan çok sayıda akademisyen de 2020’den beri IHRA’nın antisemitizm tanımına itiraz ediyor. 300’den fazla akademisyenin imzacısı olduğu, alternatif bir antisemitizm tarifi yapan Antisemitizm Hakkında Kudüs Deklarasyonu’nda şöyle deniyor:
“IHRA Tanımı” (“örnekler”i de dahil), açık olmadığı gibi tutarlı da değildir. Taraftarlarının niyeti ne olursa olsun bu tanım, antisemitik söylem ile İsrail’e ve Siyonizme yönelik meşru eleştiri arasındaki farkı bulanıklaştırmaktadır. Bu da kafa karışıklığına sebebiyet vermekte, ayrıca İsrail’e ve Siyonizme yönelik keskin eleştirel görüşleri olan Filistinlilerin ve Yahudiler de dahil olmak üzere başka insanların ifadelerini gayrimeşru hale getirmektedir. Bunların hiçbirinin antisemitizmle mücadeleye bir faydası yoktur.[8]