Fransa’nın son yüz elli yıl içinde ihraç ettiği kültürel değerlerden en uzun ömürlüsü, hiç kuşkusuz patafizik –istisnai ilkeler ve hayali çözümlerin bilimi– olmuştur. Fransız şair ve yazar Alfred Jarry’nin ve sınıf arkadaşlarının çılgın hayal gücünden doğan, açık seçik bir tanımlamayı reddeden, kasıtlı olarak yararsız ve anlaşılması neredeyse imkânsız olan patafizik, aslında absürdizm, Dada, fütürizm, sürrealizm, sitüasyonizm ve 20. yüzyılın diğer anahtar kültürel gelişmelerinin köklerine çok da uzak değil. Patafiziğin evrimi ve yarattığı etkinin anlatıldığı bu kitapta Andrew Hugill, zengin fakat bir o kadar da zorlu bir âleme dair ayrıntılı bir serimleme sunuyor. Bunu yaparken, hem ciddi bir konuyu aşırı basitleştirmekten, hem de bir şakaya gereğinden çok ciddiyet yüklemekten kaçınabilmek adına hassas bir denge yaratmaya çalışıyor.
Hugill, yirmi beş yılı aşkın bir süre alan bu araştırmasıyla, salt edebiyat, tiyatro, müzik, görsel sanatlar ve genel olarak kültürde beliren patafizik varlığın (yalnızca kısmen bilinen ve tanınan, fakat genel olarak bilinmeyen ve tanınmayan) bir haritasını çıkarmakla kalmıyor; aynı zamanda, sosyal bilimler ve pozitif bilimlere olan etkisini de saptıyor. Kitapta, patafiziksel tarihçenin temel konuları ve olaylarıyla ilgili yorumlar dışında, belli başlı kaynaklardan (İngilizce çevirileri) pek çok önemli alıntı da yer alıyor. Hugill anlatımında, Jarryesque diyebileceğimiz bir dokunuşla, tüm kronolojik sırayı tersyüz etmiş: Yolculuk, dijital çağda patafizikle başlıyor ve ardından Jarry’ye ve onun da ötesine uzanıyor. Hugill bu araştırmasında özellikle, Jean Baudrillard, Georges Perec, Italo Calvino, J. G. Ballard, Asger Jorn, Gilles Deleuze, Roger Shattuck, Jacques Prévert, Antonin Artaud, René Clair, Marx Kardeşler, Joan Miró, Max Ernst, Marcel Duchamp, James Joyce, Flann O’Brien, Raymond Roussel, Jean-Pierre Brisset gibi isimlerin yapıtlarını incelemiş. (Tanıtım bülteninden) [NÖ]
Yazar: Andrew Hugill
MIT Press
Ağustos, 2012