Kültürel Teori ve Politika

14/12/2022 / skopduyuru

 

20. yüzyılın ortalarından itibaren Dünya Savaşı’ndan geriye kalan tahribatın ortasında  kapitalizm fabrikanın sınırlarını aşarak toplumsalın her veçhesini içermeye başlamış, Batı Avrupa’da sosyalist bir devrimin gerçekleşememesi bir yana, gerçekleşmiş devrimlerin vardığı yere dair hüsran Sol’un üzerine çökmüştür. Yüzyıl ortasındaki Batı Marksistlerinin kültür alanına yönelişi bu koşullarda gerçekleşir. Kültür, kapitalist iktidarın, tâbi kılınmanın, ideolojinin olduğu kadar mücadelenin, direnişin, özgürleşimin, hatta ütopyan arzuların yeri olarak da belirmiştir. Kültürel teori, teorinin politik pratikle iç içe geçtiği, teorinin kendisinin politikleştiği bir alan haline gelir. Kültür sözcüğünün karşılık geldiği yaşam yolumuza, bu yaşamın yanlışlığına, yaşamla baş etme süreçlerine, insanın faillik koşullarına yönelik teori-pratik ilgi öyle yoğundur ki sonunda bu kavram geride yaşamın kendisi kalana dek un ufak edilecektir.

Gökçen Ertuğrul, Kültürel Teori ve Politika: Dilbilimden Önce ve Sonra, Notabene 2022.