2019 Mart ayının sonunda bir seçim yapılacak ve nerdeyse herkesin bezginlik içinde aklından “hiçbir şey değişmeyecek” fikri geçiyor. Eğer sadece belediyelerdeki isimlerin, yöneten partinin, yöneten ideolojinin ya da kent yönetimindeki genel anlayışın değişmesini “umutsuz” görmekten başka bir şey yoksa aklımızda, evet belki gerçekten de hiçbir şey değişmeyecek. Ancak değişebilecek ve değişebileceğinden yüzde yüz emin olabileceğimiz bir alan var ve bunu değiştirebiliriz: Kendi aklımız, kendi bakış açımız ve kendimizin sorunlarla baş etmek için daha hazır/ donanımlı hale gelmesi… Bunları değiştirebiliriz işte… Çünkü bunları değiştirmek, bütünüyle bizim elimizde.
Gerçi burada da “bunlar değişse ne olacak, değişmese ne olacak?” diyebiliriz. Ama işte tam bu noktada, daha iyi/ya da istediğimiz gibi bir gelecek, çevre ve kent/kentsel ilişki ortamı için çaba gösterirsek ve bu doğrultuda sadece kendimizi değiştirebilirsek bile, pek çok şey değişecek.
Değişecek olan, bilmenin gücünü hissetmek, yaratıcı bakış açısının gücünü duyabilmek, bu arayışın, küçük bile olsa toplumsallaştığını duyumsamak… Umutsuzluğa ve çevremizde çürümekte olan her şeye umursamazlığa/tepkisizliğe karşı, yapılabilecek bir şey olmadığına dair düşüncemiz değişecek…
Biraraya gelerek, kentlere, kentlerin yönetimlerine, bu yönetimin “kamusal” kanadına, daha yaşanılabilir bir çevrenin olabilirliğine dair düşünceyi, sandıkta başlamayan ve bitmeyen bir kentli yurttaş bilincini, biraz daha keskinleştirebilir miyiz? Gücü ele geçirenin bir oldu-bittiyle denetimsiz ve eleştirisiz, işleri götüremeyeceği gibi konularda, biraz daha düzenli konuşabilir miyiz?
Doğrudan kentle ilgili düşüncelerimiz, iklim değişikliğine hazırlığımız, geleceğin ve gelişmekte olan teknolojinin yaratacağı sarsıntılar ve olanakları dikkate alarak önerebileceklerimiz vb. türü düşünceleri nasıl toparlayacağız? Bunca ihmal, insan hakkı ihlali, kentli hakkı ihlali vb. karşısında, daha az yabancılaşmanın, daha dostane ve demokratik bir kent ortamının olabilirliğini ve buna doğru atılacak adımları, nerede ve ne zaman tartışacağız?
Bu düşüncelerle sizi Solfasol Yerel Yönetim Forumlarında birbirimizi duymaya, birlikte düşünmeye ve Ankaralılar olarak şehrimizle, yaşamlarımızla ilgili söz hakkımızı kullanmaya çağırıyoruz. Bu çerçevede;
Dilerseniz forumların düzenlenmesi, sonuçları ve ürünlerinin zenginleştirilmesi ve derinleştirilmesiyle ilgili işlerde bize destek olabilirsiniz. Çalışma gruplarımızda görev alabilirsiniz ve forumların içeriğini birlikte inşa edebiliriz.
Ama mutlaka hepinizi 23 Aralık 2018 Pazar günü, 13:00-18:00 saatleri arasında, Çağdaş Sanatlar Merkezi Yaşar Kemal Salonu’nda gerçekleşecek “şehir ve insan hakları” temalı forumumuza bekliyoruz. Kasım ayında gerçekleştirdiğimiz ilk forumun ürün ve sonuçlarını merak edenler Gazetemizin Aralık sayısına göz atabilirler.
Adayları değil, Ankara’yı, kentimizi, kendimizi konuşmanın sizce de bir anlamı varsa bize yazın, gelin birlikte kentimizi konuşalım.
GAZETE SOLFASOL
[email protected]
0 536 956 64 26