Cogito 90: Bugünün Distopyası

26/6/2018 / skopduyuru

  

Yeri ve zamanı belirsiz bir alternatif  “kötü” gerçekliği işaret eden distopyaların eleştirel gücü ya da isabetliliği, ortaya çıktığı andaki gerçekliğin çarpık bir imgesini sunmasından ileri gelir ve bu haliyle, her nitelikli distopya ciddiye alınması gereken bir ikazdır. Sanayileşmeyle birlikte hayalî toplum kurgularındaki distopyacı tonun ağır basmaya başladığı, ardından gelen iki dünya savaşıyla birlikte gerçekliğin olumsuz kurgulara giderek daha da yaklaştığı sürecin son durağı olan 21. yüzyılda ise gerçeklikle distopyanın tamamen eşitlendiği dile getiriliyor sık sık.

Kendi ütopyasını başarıyla gerçekleştirmiş tek sistem olan kapitalizmin sadece siyasal ve iktisadi yapıyla kalmayıp bireyin bilinci ve bilinçdışı da dahil olmak üzere hayatın bütün alanlarını, sadece şimdiyi değil, geleceği de sömürgeleştirdiği bugünde, hakikat ve gerçeklikle birlikte, distopyanın içerimleri, zaman ve mekânla ilişkisi de bir dönüşümden geçti. Bugünün distopyası: daimi “düşük yoğunluklu” savaş, mülteci “krizi”, ekolojik felaket, faşizmin hep yükselişi, sosyal devletin çöküşü, otoriter yönetimler, “post-hakikat” rejimi ve gözetim toplumu...

İnsanı özgürleştirmek için insan hizmetine verilen teknolojinin, insanların hizaya sokulması, denetlenmesi için kullanılması, özgürleşmenin değil, tahakkümün aracı olması, geç kapitalizmin cilvesi, onun diyalektiği. Bireysel hayatın salt sağkalım mücadelesine indirgendiği, bireyin dünyayı deneyimleme, anlamlı bir hayat sürdürme, özneleşme, kolektifleşme, özgürleşme imkânlarının tamamen ortadan kalktığı, geçmiş ve geleceğin silindiği bugünün fiili distopyasını, hem güncel kurmaca distopyalardan hem de teknoloji, militarizasyon, kentleşme alanındaki gelişmeler üzerinden yorumlayan yazılardan oluşuyor bu dosya.

Sayının Odak bölümünde, Küresel İncelemeler ve Sınıfsal Stratejiler Araştırma Grubu’nun Kasım 2017’de gerçekleştirdiği “Türkiye’nin Vatandaşlık Rejimi: Beden Siyaseti ve Cinsellikler” konferansında sunulan tebliğlere yer verdik. (Şeyda Öztürk, “Cogito’dan”, ykykultur.com.tr)

 

Yeni Perspektifler

A. J. Bartlett ve Alex Ling: Kategorik Buyruk

Buket Türkmen, Ozan Zeybek - Geçmişle Yüzleşmek: Almanya ve Türkiye’de Hafıza Siyaseti

Dosya: Bugünün Distopyası

Aslı Çalkıvik: Distopya: Egemenin Ütopyası

Onur Ağkaya - Bir Reklam Arası: Distopya Elifsu Tanyeri: Stiegler Düşüncesinde Birlikte Yaşamın Krizi: Distopya, Robotlar ve Farmakolojik Teknoloji

Zeynep Direk: Emel Şahinkaya Resimleri: Ütopyadan Distopyaya

Onur Kartal: Biyopolitik Distopya: Yorgos Lanthimos Sinemasından “İnsan” Manzaraları

Aslı Daldal: Taşra Üçlemesi’nden Kış Uykusu’na Nuri Bilge Ceylan’ın Distopik Yolculuğu

Ece Ceylan Baba: Kanal İstanbul: Ütopya mı, Distopya mı?

Özen Nergis Dolcerocca - Tekno-Distopyaların Cinsiyeti: Ovidius’tan Westworld’e İnsansonrası Yaratılış Mitleri

Odak: Vatandaşlık Rejimi, Cinsellikler ve Beden Siyaseti

Cenk Özbay ve Maral Erol: Vatandaşlık Rejimi, Cinsellikler ve Beden Siyaseti

Evren Savcı: Trans Seks İşçileri ve Derin Vatandaşlık

Haktan Ural: Türkiye’de Bir Mekân Stratejisi Olarak Queer Yuva İmkânları

Volkan Yılmaz: Türkiye’de Cinsel Sağlık Politikaları ve Haklar

Ayşecan Terzioğlu: Vatandaşlığı Biyoiktidar ve Sağlık Eşitsizlikleri ile Tartışmak

Cenk Özbay: İstanbullu Homonormativite ve Üst-Orta Sınıf Gey Erkekler

İmge Oranlı: Hannah Arendt ve Siyasette Yalan