/ Tezler / Sinemada Görsel Deneyim ve Mimarlık

12/8/2013 / skopbülten

                                           Andrey Tarkovski, Nostalji, 1983


Sinema ve mimarlık ilişkisi özellikle son on yılda, hem sinema hem de mimarlık çevrelerinde sık sık incelenen bir konu olmuştur. Bu alanda birçok araştırma yapılmış olmasına rağmen genellikle irdelenen, filmlerde mimarlığın ve mimari çevrenin nasıl yeniden sunulduğudur. Sinema ve mimarlık etkileşiminin diğer tarafındaki bir duruş, mimarlığa sinema üzerinden bakarak, mimarlığın ve inşa edilmiş çevrenin oluşumunda ve deneyimlenmesinde filmlerin nasıl bir rolü olduğunu kavrayabilmemizi sağlar. Sinema ve mimarlık, her biri kendi yöntemi ile insanların varoluşlarını güçlendirirken, görsel deneyim sırasında bütün duyuların harekete geçmesi sonucunda bellekte dokunsal bir iz bırakırlar. Bu iki sanat biçiminin etkileşimini en güçlü şekilde hissettiğimiz an, onların yaşam durumlarına dair imgeleri açığa çıkardıkları zamandır. Bir film izlerken duyumsadıklarımız veya bir mekanı deneyimlerken hissettiklerimiz daha sonra belleğimizde canlanırken gözümüzün önünde beliren imgeler, yaşadığımız an üzerinde izlerini bırakmış olan varoluş mekanlarına dair olanlardır.

Bu tezde, sinema ve mimarlık etkileşimi, bu ilişkinin filmler ve mimari yapılardaki yansımaları üzerinden yorumlanmıştır. Bu tezin ikinci bölümünde, mimari araştırmalarda sinema ve mimarlık ilişkisinin ne gibi farklı bakış açılarıyla incelendiği ele alınmaya çalışılmıştır. Filmlerdeki set tasarımları, kent filmlerinde açığa çıkan modern yaşam imgeleri, filmlerde yaratılan fütürist şehirler, setlerde kullanılan modern tasarımlar, filmlerde mekan deneyimi gibi konuların işlendiği yazıların, bu ilişkiye nasıl yaklaştıkları irdelenmiştir. Yoğun bir şekilde görsel uyaranlarla çevrelenmiş olduğumuz bu çağda, periyodik yayınlar, belgeseller, filmler ve sergiler yoluyla ulaşan imgeler, insanların hayata bakışlarını, olayları algılayışlarını ve varolma biçimlerini dönüştürerek, onları yaşadıkları çevreyle, süregelmiş olandan farklı bir ilişkiye sokarlar. Bu ortamda mimar da, görsel kültür kaynaklarıyla yoğun bir ilişki içinde olan kişi olarak, tasarımlarında, bu imgelerden farklı yollarla beslenir. Yaşamın doğrudan içinde varolan mimarlık pratiği, bu görsel uyaranlarla etkileşim içinde biçimlenir. Sinema ise ortaya çıktığı 19. yüzyıl sonlarından bu yana, farklı sanat ve mimarlık akımlarıyla etkileşim içinde olmuştur. Sinema ve mimarlığın modern zamanlarda, farklı bağlamlardaki etkileşimi, bu tezin konusunu oluşturur. Sinema ve mimarlık etkileşimine, filmlerin mimari çevrelerin oluşumunda ve bu çevrelerin insanların yaşamlarına dahil edilmelerinde nasıl bir rolü olduğunu anlayabilmek için farklı açılardan bakabiliriz. Bu konu ilk olarak, tasarım sürecinde mimarın görsel belleğindeki imgelerin nasıl bir yeri olduğu, bellek ve imge kavramları üzerinden tartışılabilir. Dünya içindeki yerimizi bulma ve olayları anlamlandırma arayışında sanat yapıtları, zihinsel yaşamımızı besleyen imgeleriyle, bizim yaşamı anlamamızda en büyük yardımcılardır. Sanat yapıtları, hiç sorgulanmadan belleğimizi dolduran imgelerin tekrar tekrar yorumlanarak değerlendirilmelerine ve yaşamımıza, bize ait deneyimlere açılan kapılar olarak katılmalarına imkan verirler.

Tezin üçüncü bölümünde, sinema ve mimarlığın birbirlerini görsel ve düşünsel olarak besledikleri yönler filmler ve mimari yapılar üzerinden ele alınmaya çalışılmıştır. Sinema ve mimarlık etkileşiminin izleri, doğrudan yönetmenlerin ve mimarların yapıtlarında kendilerini göstermeseler de, filmlerde ya da mimari çevrelerde mekanın bizi sardığını hissettiğimiz her an, belleğimizde canlanan imgelerin bizi geçmişe, geleceğe ve şimdiye bağladığını duyumsadığımız her yaşam durumu, sinema ve mimarlığın insana ve insanın dünya ile kurduğu ilişkiye yaklaşımlarındaki ortaklığı açığa çıkarır. Film izlerken seyirci, bedeniyle gördüğü olayların ve mekanların içinde yer almasa da, sinemasal mekan içindeki deneyimi sürecinde tüm duyularını kullanır. Filmlerdeki olayların nasıl geliştiğine dair anlatılar unutulsa bile, devinimi yönlendiren ve belirli bir anın belirleyicisi olan imgeler bellekte yaşamaya devam ederler. Antonioni, Tarkovsky, Godard, Truffaut, Bergman, Vigo, Fellini, Renoir, Bunuel gibi yönetmenlerin filmlerinde açığa çıkan imgeler, bizim varoluşumuzu destekleyerek, yaşadığımız dünyaya bambaşka gözlerle bakabilmemizi sağlarlar. Bu yönetmenler, yaşam durumlarını incelikle gözlemleyerek yaptıkları filmlerde, bireyin arayışlarını ve çevresiyle olan ilişkisini açığa çıkarırlar. Sinema ve mimarlık ilişkisi, sadece estetik yaklaşımlar ve set tasarımları bakımından değil, birbirlerinin varoluşlarını destekledikleri yönler üzerinden anlaşılmaya çalışıldığında açığa çıkan, filmlerin ve mimarlığın insanların yaşam deneyimlerini arttırma ve çevrelerindeki olaylara duyarsız kalmadan bakabilmelerine aracı olabilme potansiyelleridir.

Tezin dördüncü bölümünde, sinema ve mimarlık etkileşiminin tarihteki yansımaları incelenmiştir. Sinema ve mimarlık etkileşiminin izlerini, mimarlık ve sinema tarihi içinde araştırmak, bugün sinema ve mimarlık arasında kurulan yakın ilişkinin temellerini ortaya çıkarmak açısından gereklidir. 19. yüzyıl sonlarında, bir modern sanat biçimi olarak ortaya çıkan sinema, mimarlık, resim, müzik gibi sanatlarla ortaya çıkan akımlara paralel bir gelişme göstermiştir. İlk sinema filmlerinden ve modern mimarlık örneklerinden başlayarak, özellikle 1910 ve 1930 yılları arasında en radikal çıkışlarını yapan avangard mimarlar ve yönetmenler üzerinden bu etkileşim anlaşılmaya çalışılmıştır. Çağın ihtiyaçları doğrultusunda, düşüncelerini ifade etmek için farklı yollar arayan avangard sanatçıların sinema ile ilişkisi, fütürist sinema, konstrüktivist sinema, sürrealist sinema, ekspresyonist sinema gibi akımlar bağlamında değerlendirilmiştir. Modern mimarların bu filmlere katkıları ve sinema ile ilişkileri araştırılıp, yedinci sanat olarak kabul edilen sinemayı ne şekilde kullandıkları, modern tasarımlara yer veren filmler ve mimarlık ile ilgili çekilen filmler yoluyla anlaşılmaya çalışılmıştır.[1]

 

 

 

Tezin yazarı: Gül Kale

Danışman: Prof.Dr. Günkut Akın                     

Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi - Fen Bilimleri Enstitüsü - Mimarlık Anabilim Dalı

Türü: Yüksek Lisans

Yılı: 2004

Sayfa Sayısı: 91

 



[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden alınmıştır.

tez tanıtımı, sinema, mimarlık