Spekülasyon Sanatı: Damien Hirst Emlak İşine Giriyor

21/2/2012 / skopbülten

Çağdaş sanatın, emlakla (çağdaş şehircilik ve mimarlıkla) ilişkisi gittikçe dallanıp budaklanıyor. Gerçi bu ilişki yeni değil. Örneğin, Birleşik Devletler’de, İkinci Dünya Savaşı ertesinde patlayan emlak piyasasının, zamanın çağdaş sanatı sayılan“soyut ekspresyonizm”in ekonomisinde son derecede önemli olduğu biliniyor. Konut mülkiyeti dekorasyon hevesini, o da sanat merakını besliyor ve “soyut”, çağdaş Amerikan hayat tarzının simgesine dönüşüyor. Ancak şimdi yaşananlar bu durumun çok çok ötesinde…

Birincisi, Kant’tan beri “yararsız ve çıkarsız” olduğuna inanılan sanat, ciddi bir finans aracına dönüşerek bir kullanım değeri kazanırken, emlak, tam aksine, kullanım değerini gittikçe yitirerek, ikametle ilgili işlevini terk edip, öncelikle bir yatırım aracı olarak piyasaya sürülüyor. Sonuçta sanat ve emlak, para operatörlerinin portföylerinde özdeşleşiveriyor. İkincisi, sanatın spekülatif işlevi bununla da kalmıyor. Müze, galeri gibi sanat mekânları, kentsel rant yaratmanın avangardları olarak görülüyor ve o nedenle de kentsel dönüşüm projelerinde kritik bir rol kazanıyor.

Üçüncüsü, çağdaş sanat, emlak pazarlamanın en etkili mecrası olarak değerlendiriliyor. Dördüncüsü, sanatın ve sanatçının topluma yararlı olmaları ve sanatın tasarımla kaynaştırılması amacıyla onlara kentsel tasarımda görevler veriliyor; onlardan kentsel çevreyi güzelleştirmeleri bekleniyor. MoMA ve Museum of American Art gibi belli başlı müzeler museum urbanism programları başlatıyor.[1] (SALT’ın da yeni mekânlarında, kentsel dönüşüm ve tasarımı ‘güncellemesi’ bundan mı acaba?)

Beşincisi, sanat ve emlak, para dünyasında bu kadar özdeşleşince, bakıyoruz, Akaretler’in sanata ve tasarıma açılmasında izlediğimiz gibi, emlakçılar koleksiyonerlikle yetinmiyor ve bizzat sanat ticaretine de girişiyor. Hatta bu rol değişimi aksi yönde de oluyor: Örneğin, sanatın magazinleşmesinin baş aktörlerinden, ‘güncel’ sanatın en güncel galericisi Mustafa Pilevneli’nin emlak işine giriştiğini okuyoruz. Ama tuhaflıklar bununla da bitmiyor. Bu sefer de, sanatın finansallaşmasının dünyadaki en cüretkâr, en ‘avangard’ sanatçısı Damien Hirst’ün emlak işine soyunduğunu öğreniyoruz. Nasıl olsa şimdilik, Hirst’ün asıl yaratıcılığını bir “sanat yöneticisi”, yani işletmeci olarak kanıtladığı emrindeki endüstrinin sanat emekçileri, sanat üretmek için artık ona ihtiyaç duymuyorlar.

 

 

MoMA’da açılan “Rehousing the American Dream” sergisindeki bir proje.

 

Damien Hirst geçtiğimiz haftalarda dünyanın farklı kentlerindeki Gagosian Galerisi şubelerinde aynı anda açılan “benek resimleri” sergisiyle gündeme yerleşmişti. Sergilerin medyada bu kadar yer almasının sebebi, Hirst’ün başlı başına bir medya konusu olmasının dışında, dünyanın 11 ayrı kentinde aynı anda açılan sergilerin tümünü gezebilen ilk kişiye Hirst’ün orijinal bir baskı hediye edeceğini açıklamasıydı. Hirst’ün İngiliz medyasını çalkalayan bu haftaki “bombası” ise, halihazırda yüzde 40’ına sahip olduğu, North Devon eyaletindeki Ilfracombe topraklarında bir “eko-köy” kurma projesini açıklaması oldu.

Ilfracombe, tahmin edilebileceği gibi, yoksul bir taşra kasabası. Nüfusu büyük ölçüde yaşlı ve emeklilerden oluşuyor; turistik açıdansa yakın döneme kadar alt ve alt orta sınıf ailelerin tatil yaptığı bir sahil beldesi konumundaydı. Damien Hirst, 1995’ten beri ailesiyle birlikte kasabanın civarındaki Winsham Farm arazisinde yaşıyor ve bölgede arazi ve mülk satın alıyor. 2000’lerde 1 milyon sterlin yatırım yaparak eski bir pub’a ev sahipliği eden bir binayı “The Quay” (Rıhtım) adlı lüks bir restorana dönüştürmüş, böylece Ilfracombe kasabası ilk kez magazin ve turizm sayfalarında şaşaalı bir şekilde arz-ı endam etmişti.Tabii Hirst’ün lokantası yerel halkın ekonomik standartlarının üzerinde olduğundan yeterince iş yapmadı, ama halihazırda Britanya’nın yaşayan en zengin sanatçısı olan Hirst için bu önemli bir kayıp olamazdı. The Quay’in parlak sayılmayacak performansına rağmen, Hirst üç bina ötedeki eski bir dükkânı da bara dönüştürme planlarını açıklayacaktı.[2]

 

 

Ilfracombe sahili, kırmızı tuğla bina Hirst’ün restoranı “The Quay”.

 

Hirst’ün kasabadaki yatırımlarının ardından bölgede 2000’lerden itibaren ciddi bir dönüşüm yaşanmaya başladı. 1800’lerde kurulan eski kaplıcalar, yine özel servet tarafından satın alınıp yenilendi; kasabanın eski ve metruk görünümünü tazeleyecek hummalı bir yıkım faaliyeti başladı; bazılarına göre Ilfracombe “yüz yıl sonra ilk kez yeniden gözde bir tatil beldesi olma yolunda”ydı.[3]

Hirst’ün başlarda ekonomik açıdan kayıp gibi görünen yatırımlarının altındaki asıl saik, halihazırda sahibi olduğu Winsham’la birlikte iki araziyi daha kapsayan 500 evlik bir eko-köy kurma planlarını açıkladığında ortaya çıktı. Proje, Damien Hirst’ün temsilcisi White Cube galerisini ve Tracey Emin’in stüdyosunu da tasarlamış olan Mike Rundell’ın şirketi tarafından üstleniliyor. Rundell’ın açıklamasına göre, “kişiliksiz, cansız evlerden dehşete kapılan” Hirst, Ilfracombe’u “canlandırmak” için, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanan, modern tasarım ve teknoloji ürünü olan, ve “kendisinin de içinde yaşamak isteyeceği” evler inşa ettirmeye karar vermiş.[4]

Fakat Rundell, bu konutların bölge halkına hem ekonomik açıdan uygun hem de rahat evlerde oturma fırsatı sağlayacağını düşünenleri, fiyatların sıradan evlerden çok daha pahalı olacağı konusunda peşinen uyarıyor. Hatta Hirst’ün projesinin, Brad Pitt öncülüğündeki bazı Hollywood yıldızlarının New Orleans’ta Katerina Tayfunu sonrasında konut ihtiyacını karşılamak için başlattıkları proje gibi bir “sosyal hizmet” amacı taşımadığının altını özellikle çiziyor ve ekliyor: “Kendinize şunu sormalısınız: Ucuz konut mu istiyorsunuz, yoksa kasabanın gelişmesi için bölgeye yatırım ve para çekmeyi mi?” Yıllar önce Damien Hirst’ün kasabalarında restoran açmasını sıcak karşılayan bölge sakinlerinin, birkaç yıl içinde komşuları olacak ve emlak fiyatlarının artmasıyla muhtemelen onları yerlerinden edecek jet sosyete mensuplarını aynı sıcaklıkla karşılayacakları şüpheli elbette. [AA – EG]

 

 



Damien Hirst, kentsel dönüşüm