Sansürcülere Karşı...

22/3/2014 / skopbülten

 

 

 

18 Temmuz 1573’te Engizisyon, Venedikli ressam Paolo Veronese’yi sorgulanmak üzere huzuruna çağırır. Sorgunun kayıtları, kelimesi kelimesine, resmî kayıtlarda saklanmıştır.

Engizisyoncu, bu tip sorgularda tipik olan bir soruyla başlar: Veronese’ye, neden sorguya çağrıldığı hakkında fikri var mı diye sorar. Ressam, hiçbir fikri olmadığını söyler.

"Peki tahmin yürütebilir misin? " diye sorar Engizisyoncu.

"Pekâlâ yürütebilirim.”

Veronese, bir rahibin, Son Akşam Yemeği konulu son resminde yer alan bir köpeği çıkarıp yerine Meryem’i çizmesini istediğini, kendisinin de bunu reddettiğini anlatır.

Ressam, söz konusu resmin 5 metre boyunda ve 11 metre genişliğinde olduğunu söyler. “Peki bu büyük sahnede başka figürler de var mı?” diye sorar Engizisyoncu. Veronese bazı figürleri tasvir etmeye başlar, ama bir süre sonra anlar ki Engizisyoncu resmi zaten ayrıntısıyla incelemiş ve hangi detayları rahatsız edici bulduğuna çoktan karar vermiştir – mesela ressama, “burnu kanayan figürün anlamı ne,” diye sorar.

"Orada, bir kaza yüzünden burnu kanamakta olan bir adamı tasvir etmeye çalıştım,” der ressam.

Kilise’nin neden rahatsız olduğu ortadadır. Son Akşam Yemeği’nde burnu kanayan bir adam? İncil’de böyle bir şey yoktur.

"Peki şu, kolunda papağan olan, soytarı kılıklı adam? Onu hangi amaçla resmettiniz?”

Veronese, İsa’yla yenen bu trajik son akşam yemeğine soytarıyı “süs” olsun diye koyduğunu söyler. Keder içinde olması gereken havarilerden birinin de “elindeki kürdanla dişlerini temizlemekle meşgul” olduğunu kabul eder.

Veronese açıkça, dine saygısızlıkla itham edilmektedir. Kendini savunmak için iki iddia öne sürer. Michelangelo’nun da Sistine Kilisesi’ni çıplak figürlerle doldurduğunu belirtir. İkincisi, bütün sanatçıların her durumda tam bir özgürlüğe sahip olmaları gerektiğini söyler.

Sorgudan sonra eve döner ve tartışma yaratan resminin adını değiştirmekle yetinir. Son Akşam Yemeği yerine, Levilerin Evinde Şölen adını verir, böylece Engizisyonu olabilecek en aşağılayıcı yolla oyuna getirmiş olur. Sonuç olarak, resminin tek bir detayına dokunmamıştır.

Nitekim bu hamle onu kurtarmaya yeter. Nasıl mı? Çünkü o Venedik’te yaşamaktadır. Bağımsızlığını gururla taşıyan bu cumhuriyet, Papa’nın iktidarına her zaman direnmiştir. Venedik, özgür düşüncenin ve özgür aşkın şehridir ve Veronese de onun örnek sanatçısıdır.

Veronese'nin Levilerin Evinde Şölen adlı resmi bugün Venedik’te görülebilir. Resimde türlü türlü oyunlar, şarlatanlar, sarhoşlar ve kibarlar vardır – tabii, İsa da oradadır, bu karnaval kalabalığının ortasında bir yerlerde…

 

Jonathan Jones’un 19 Mart 2014 tarihinde Guardian’da yayınlanan A Jester at the Last Supper başlıklı yazısından alınmıştır. [EG]

 

 

sansür