/ Sanat ve Emek / Sanat İmalatı II: Damien Hirst’ün Stüdyosu

Sanatçılar arasında girişimcilik yayıldıkça, bu kesimden birçok sanatçı başka sanatçıların emekleri üzerinden büyük paralar kazanmaya başladı. "Sanat ve Emek" dizisi hem bu konuda örnekler sunuyor, hem de bu gelişmenin kaynaklarını inceleyen yazılara yer veriyor.

Dizi, Sean O'Hagan'ın pazarlama konusunda en başarılı olan şöhretlerden beşinin atölyelerine yaptığı ziyaretlerden izlenimlerle başlıyor. Bu beş sanatçı, Damien Hirst, Jeff Koons, Tracey Emin, Gavin Turk, ve Takashi Murakami. O'Hagan'ın aşağıdaki yazısı, Damien Hirst’ün stüdyosundan izlenimlerini aktarıyor. Bir önceki bölüm için bkz. Sanat İmalatı I: Yok Satma Sanatı

 

Damien Hirst'ün Stüdyosu

 

                                                                                          Damien Hirst işleri ve paralarıyla

 

Damien Hirst'ün Stroud'daki büyük stüdyosu önceden heykeltıraş Lynn Chadwick'e aitmiş. Hirst'ün dediğine göre, mekân genişletilip yeniden tasarlandıktan sonra burayı gören Chadwick'in ilk sözleri "Burası stüdyo değil, showroom"[1] olmuş.

Hirst bu anekdotu, biraz da gururla, öğle yemeğimiz sırasında anlattı. Yemeği, daha ziyade galeriye benzeyen hangar gibi bir odanın yanındaki mutfakta yiyorduk. Duvarlar Hirst'ün işleriyle ve satın aldığı, genç sanatçılara ait işlerle doluydu.

Hirst şimdiye kadar stüdyosunun ‘üretim bandı’nda 150 kişiyi çalıştırdı. Bunlar arasında çeşitli sanatçılar, heykeltıraşlar, imalatçılar ve formaldehit uzmanları bulunuyor. Şu anda yaklaşık 70 çalışanı var. "Ekonomik kriz olmasa da onların işine son verecektim zaten," diyor. "Sanat bir insanın yaşamının haritasıdır ve benim için de geçen Eylül’deki Sotheby’s müzayedesi büyük vurucu işleri yapmaya son vermek için kesinlikle en güzel yerdi. Artık yaşlanıyorum. Etrafımdaki insanlar ölüyor. Ölümsüzlüğünüzle övünerek 20 yılınızı geçiriyorsunuz ve sonra fark ediyorsunuz ki bunun ölümsüzlükle alakası yok."

 

     

Spinning resimleri

 

İşte bu nedenle Hirst, alameti farikası niteliğindeki spot ve spin[2] resimlerinin seri üretimine ve "bütün o iddialı şeyler " dediği işlere bir son vermiş. Onun yerine, sanatın esaslarına dönerek "yalnızca nesneler resmetmeye" başlamış. Boyayı tuvale gerçekten kendisinin mi sürdüğünü sordum. Gayet umursamaz bir tavırla, "Evet,” dedi, “bunların hepsi kendi işim. Hâlâ fact paintings[3] yapıyorum, yağlıboyayla fotoğrafları kopyalıyorum ve işin kalan kısmını ekiplerim yapıyor. Ama baştan sona kendi yaptığım resimlerim de var.”

 

Spot resimlerinden biri

 

Fact paintings serisinden

 

Hirst'ün Meksika ve Devon'daki evlerinin bitişiğinde de küçük stüdyoları var. Aynı zamanda Claridge's Oteli'nde de kendisine tahsis edilmiş bir odası bulunuyor. "Connaught Oteli için birkaç resim yaptım ve Paddy [McKillen, iki otelin de sahibi] karşılığında bana stüdyo olarak kullanabileceğim bir oda verdi. Resimlerimi orada yapıyorum, öğleden sonraları da şekerleme yapıyorum. Bütün duvarlar, lavabolar ve perdeler boya oldu. Ama pek takmıyorlar."

Tate Modern’daki Pop Life sergisinde, Hirst'ün 2008 yılında Sotheby'sdeki müzayedede satılan Beautiful Inside My Head Forever başlıklı işleri sergilenecek. İki günlük bu etkinliğin toplam satışı 95 milyon sterlindi, ve satılan işler arasında 5,2 milyon sterlinlik elmastan bir çelik dolap da bulunuyordu. Hirst’e bu işler hakkında şimdi ne düşündüğünü sorduğumda şöyle diyor: "Bence bu işlerden beş tanesi çok iyiydi: elmas kafatası, sinek, köpekbalığı ve altın buzağı. Bir de tek boynuzlu atı seviyorum."

 

Elmas kaplı kafatası: For the Love of God (Allah Aşkına), 2007

 

 

The Golden Calf (Altın Buzağı), 2008

 

Hirst, tabağındaki bifteğin kanlı kalıntılarına bakarak bir an sessizce oturdu. "Kavramsal sanatla uzun süre dans ettim," dedi, "ama sanatta bazı çıkmaz sokaklar var. Kavramsal sanat, soyut, bunlar tamamen çıkmaz sokak. Dünyada yeterince lanet nesne var, neden bu bok yığınına yenilerini ekleyeyim ki diye düşünüyorsun.[4] Söylediklerim kulağa acımasızca gelebilir ama şu anda böyle düşünüyorum." Birden yandaki boş stüdyo çok daha anlamlı görünmeye başladı.

 



[1] Hem sergi salonu, hem de satış yeri anlamını taşıyor – ç.n.

[2] Spot, Hirst'ün beneklerle yaptığı; spin ise dönen bir kaide üzerinde boyayı tuval üzerine uyguladığı resimler serisi – ç.n.

[3] Hirst'ün fotoğrafları yağlıboyayla gerçekçi detaylar vererek tuvale aktardığı serisi – ç.n.

[4] Hirst'ün bu ifadesi aslında kavramsal sanatın kurucularından olan Douglas Huebler'e aittir ve ne ironiktir ki bir kavramsal sanat sergisinin parçası olarak, manifesto niteliğinde söylenmiş bir cümledir. Ve Koons'un yaptığının tam tersine, sanat eserini alınıp satılabilir bir nesne olmaktan kurtarmaya yönelik bir çabadır: "Dünya şöyle ya da böyle ilginç nesnelerle dolu; ben buna yenilerini eklemek istemiyorum. Ben yalnızca nesnelerin zaman ve mekân içerisindeki varoluşlarını göstermek istiyorum. Daha açık olmam gerekirse, iş doğrudan algısal bir deneyimin ötesinde olan şeylerle ilgilenir. İş doğrudan algısal bir deneyimin ötesinde olduğundan, işlerin gerçekten kavranabilmesi için belgeler ve referanslardan oluşan bir sisteme ihtiyaç vardır. Bu belgeleme fotoğraflar, haritalar, çizimler ve betimsel dil şeklinde tezahür edebilir. (Aralık 1968) Her heykelin varlığı kendi belgeleriyle belgelenir. Bu belgeleme fotoğraflar, haritalar, çizimler ve betimsel dil şeklinde tezahür edebilir.  İmleyici 'malzeme' ve imleyicilerin konumuyla belirlenen şeklin, işin sınırlanırını çizmekten başka bir önemi yoktur. İmleyicilerin kalıcılığının ve yazgısının hiçbir önemi yoktur. Dayanıklı işler yalnızca belirli bir zaman diliminde, imleyicinin yazgısının belgelenmesinde varolur. Tasarlanmış projeler diğer işlerden fikir bakımından farklı değildir, yalnızca somut varoluş bakımından farklıdır. (Eylül, 1968)" – ç.n.

Damien Hirst, sanat ve emek